"نعتقد أن هناك" - ترجمة من عربي إلى تركي

• olduğuna inanıyoruz
• olduğunu düşünüyoruz

Öyleyse işte temalar. Tüm düzenliliklerin altında yatan birleşik bir kuram olduğuna inanıyoruz.
إذا ها هو الموضوع. نعتقد أن هناك نظرية موحدة تحكم كل النظم.

Seninle birlikte gemiden başkaları da olduğuna inanıyoruz.
نعتقد أن هناك أخرين من سفينتك بالتوازى معك

İçinde, bir cinayet davasına yardımcı olacak kanıtlar olduğuna inanıyoruz.
ونحن نعتقد أن هناك دليل مخبّأ في الداخل مرتبط بتحقيق جارٍ في جريمة قتل

Başka bir bileşen olduğunu düşünüyoruz, katalizör bir madde gibi.
نعتقد أن هناك عنصراً آخر في العملية مثل معاملٍ مُحفز

Bizse, dışarıda çok şey olduğunu düşünüyoruz, ama bu sadece arzularımızın esiri olduğumuz için.
و نحن نعتقد أن هناك الكثير من الشيء لكن ذلك لأن رغباتنا تستعبدنا.

Biz, seni sen olduğun için sevecek birinin var olduğuna inanıyoruz.
نحن نعتقد أن هناك إنسانة ما موجودة سوف تحبك لشخصك

Aslında hesaba katmadığımız dördüncü bir üye olduğuna inanıyoruz.
حسنا، نحن في الواقع نعتقد أن هناك يوجد عضو رابع لم يتم رصده

O madende bulmakla görevlendirildiğimiz sanat eserleri olduğuna inanıyoruz.
نعتقد أن هناك قطع فنية في ذلك المنجم وكلنا بمهمة إيجادها

- Ortada aktif bir dinlemenin olduğuna inanıyoruz. - "İnanmak" Sayın Yargıç.
-نحن نعتقد أن هناك تنصتًا ما زال جاريًا -نعتقد" يا سيدي القاضي؟"

Bir komplo olduğuna inanıyoruz.
ونحن نعتقد أن هناك مؤامرة

Jack ve ben, emanet sandıklarınızdan birinin içinde... ağabeyimin cinayetinin arkasında kimin olduğunu ispatlayacak... bir kanıt olduğuna inanıyoruz, anlaşıldı mı?
جاك) وأنا نعتقد أن هناك دليل داخل أحد صناديق الودائع) سيثبت من يكون وراء قتل أخي؟

Biz başka bir yolu olduğuna inanıyoruz.
نعتقد أن هناك طريقا آخر.

Başka bir dümen olduğunu düşünüyoruz, ama tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz.
نحن نعتقد أن هناك مكاناً اخر , لكن لا نعلم أين تحديداً نحن لم نتمكن من التأكد

Cinayetlerle Canyon Valley arasında bir bağ olduğunu düşünüyoruz.
نعتقد أن هناك صلة بين كانيون فالي و الجرائم في المدينة

Bu sorunun daha kolay bir çözümü olduğunu düşünüyoruz -- hergün bunun gibi sorunlarla karşılaşan insanların kullanabileceği.
نعتقد أن هناك حلا أبسط لهذا المشكلة -- حل يمكن استخدامه من طرف الناس الذين يواجهون وضعية كهذه يوميا.

Arkasında bir... Şifre olduğunu düşünüyoruz.
نعتقد أن هناك نقشاً على الظهر.

Arkasında bir... şifre olduğunu düşünüyoruz.
نحن نعتقد أن هناك شفرة في خلفها