Herkesi rahatsız ettik çünkü bu konuda bilgisiz olduğumuzu biliyorduk. | TED | سمها. ونحن تنصتت الجميع، لأن كنا نعرف أننا كنا جاهلين. |
Ama, az çok arkasında toplanmak ve bir şeyler kurmak için gerçekten doğru kişiye ihtiyacımız olduğunu da biliyorduk. | TED | ولكن كنا نعرف أننا بحاجة فعلا للشخص المناسب إلى نوع من الاحتشاد وراءه، وبناء شيء ما. |
Belki bir yıl birbirimizi yeniden göremeyeceğimizi biliyorduk. | Open Subtitles | لقد كنا نعرف أننا لن نرى بعضنا البعض لمدة عام تقريباً |
Ama sanırım hepimiz oyunun sonunda olduğumuzu biliyoruz. İnancını kaybettin demek. | Open Subtitles | لكنني أعتقد بأننا نعرف أننا في نهاية اللعبة هنا |
En azından bu adam konusunda haklı olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | على الأقل نعرف أننا كنّا مُحقين حول هذا الرجل. |
Bir noktadan sonra artık çocuk oyunu oynamayacağımız hepimize söylendi. | Open Subtitles | جميعنا نعرف أننا في نقطة ما في حياتنا علينا أن نتوقف عن كوننا صغارا |
Ama birbirimizi asla tekrar görmeyeceğimizi biliyorduk. | Open Subtitles | ولكننا كنا نعرف أننا لن نرى بعضاً مرة أخرى أبداً |
Ama onları sonsuza dek tutamayacağımızı biliyorduk. | Open Subtitles | لكننا نعرف أننا لا نستطيع حجزهم إلى الأبد |
Ailemin evinde seks yapamayacağımızı biliyorduk. | Open Subtitles | وكنا نعرف أننا لا يمكن أن نمارس الجنس في بيت أهلي |
Biz daha bu dünyaya gelmeden uzun süre önce yılanlardan korkulacağını biliyorduk. | Open Subtitles | نعرف أننا يجب أن نخشى الثعابين قبل أن نأتي الى هذا العالم حتى |
Her şeyi tutturamayacağımızı biliyorduk. | Open Subtitles | كنا نعرف أننا لم نكن ستعمل الحصول على ذلك الحق. |
Yani Safecast hikâyesinde, veri toplamamız gerektiğini biliyorduk, veriyi yayınlamak istediğimizi biliyorduk ve kusursuz planı geliştirmeye çalışmak yerine, önce hadi Geiger sayacını yapalım dedik. | TED | في قصة "Safecast" نعرف أننا بحاجة لجمع البيانات، نعرف أننا نريد نشر البيانات و بدلا من محاولة لوضع خطة دقيقة أقترحنا الحصول على عدادات جيجر. |
Geceleri sürünerek ilerlerdi, kendinden emindi Büyük bir askerdi, gerçek bir asker Bu yüzden takip edilendi Çünkü biliyorduk ki, Onun yanında güvendeydik. | TED | كان يزحف ليلاً، بكلّ امان، كان عسكرياً، جندياً حقيقياً! وكنا نتبعه لأننا كنا نعرف أننا في أمان معه. |
En azından doğru yerde olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | على الأقل نعرف أننا في المكان الصحيح |
Duygusal olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أننا ناس عاطفيين وناقشنا ذلك |
En azından hala Kuzey Yarımküre'de olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | -على الأقل نعرف أننا لازلنا في نصف الكرة الشمالي . |
Bir noktadan sonra artık çocuk oyunu oynamayacağımız hepimize söylendi. | Open Subtitles | جميعنا نعرف أننا في نقطة ما في حياتنا علينا أن نتوقف عن كوننا صغارا |
Bu tahlilin hepimize yapıldığının farkındasın değil mi? | Open Subtitles | نعرف أننا سنخوض هذا الإختبار أليس كذلك؟ |