O gece onun dairesinde olduğunu biliyoruz ve bize yalan da söyledi. | Open Subtitles | نعلم أنّه كان في شقتها تلك الليلة، ولقد كذب حيال ذلك. |
1942'de hayatta olduğunu biliyoruz, yani nerede olduğunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | إذن نعلم أنّه كان حيًّا عام 1942 لذا علينا تحديد مكانه فحسب. |
Burada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّه كان هنا |
Bay Campbell, James sizinle buluştuğunda, yanında 25 bin dolar nakit para olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | سيّد (كامبل)، نعلم أنّه كان لديه 25 ألف دولار نقداً معه عندما ذهب لرؤيتك، |
Kanaması olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّه كان ينزف. |