Her yerde insanları mahkemelerimize taşıyan sistemsel bozukluklar olduğunu biliyoruz. | TED | ونحن نعلم بأنه توجد أنظمة فاشلة في كل مكان وهي ما تجلب الناس لقاعات المحكمة. |
Jennifer, Harry Ashcombe'la yasak bir ilişkin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | جينيفر، نحن نعلم بأنه كانت لك علاقة سابقة مع هاري أشكومب |
Davayla ilgili en az iki kişinin daha peşinde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم بأنه يستهدف على الأقل شخصين متعلقين بالقضية |
İki hafta geçirebileceğimizi ikimiz de biliyorduk, o kadar. | Open Subtitles | نعلم بأنه لم يتبقى لنا سوى اسبوعين معا ثم سينتهي الأمر عند ذلك |
İki hafta geçirebileceğimizi ikimiz de biliyorduk, o kadar. | Open Subtitles | نعلم بأنه لم يتبقى لنا سوى اسبوعين معا ثم سينتهي الأمر عند ذلك |
Ateş etti. Orda olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | اختبئ في الشاحنة لم نكن نعلم بأنه كان هناك |
Ve bunun senin için kolay olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | .. و نحن نعلم بأنه لم يكن من السهل عليكي |
Bir laboratuvarları olduğunu biliyoruz ama yerini söylemedi. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه يوجد معمل في مكان ما لكنه لم يقدم موقعاً |
Sokağın karşısında bir keşkin nişancı tarafından. Binayı hemen kapattık, orada olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | قناصاً عبر الشارع، أغلقنا البناية فوراً نعلم بأنه هناك بالداخل |
Hayatta olduğunu biliyoruz. Önemli olan da bu. Peşimden gelecektir. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه على قيد الحياة ذلك المهم ، هو سيتبعني |
Bunun ardında onun olduğunu biliyoruz ve kahraman gibi orada dikilmesine göz mü yumuyoruz? | Open Subtitles | نعلم بأنه كان وراء هذا وتركناه يقف هناك, بطل السّاعة؟ |
Saldırı hala soruşturuluyor ama vurulduğu sırada iki şüpheliyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لا زال قضية أطلاق النار تحت التحقيق النشط لكننا نعلم بأنه تم أطلاق النار عليه من خلال موجهات مع المشتبهين |
Aradığımız adam olduğunu biliyoruz ama kurbanla bağlantısını çözmek için geçmişine bakmamız lazım. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه الشخص المطلوب، لكن الآن علينا معرفة ماضيه، . لنعرف كيف يتقرب من ضحاياه |
- Hepimiz nefsi müdafaa olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | إننا جميعًا نعلم بأنه كان دفاعًا عن النفس. |
1982'de başka ziyaretçilerin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه كان هناك زوار اخرون فى عام 1982 |
Isabel, Bo'nun vurulduğunu, yaralı olduğunu biliyoruz . | Open Subtitles | إيزابيل، إننا نعلم بأنَّ "بو" جريح، كما نعلم بأنه تمَّ تصويبه |
Hepimiz Kevin öldürüldüğünde onun morgdaki çekmecede yatmakta olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلم بأنه كان ميتاً وفي درج المشرحة " عندما قتل " كيفن |
Oh, Vov. Oh. Pahalı olacağını...tabi biliyorduk. | Open Subtitles | سيكلف مايقارب 137 الف كنا نعلم بأنه سيكون مُكلفاً |
Neler elde edebildiğimizi biliyorduk ve şimdi de gitti. | Open Subtitles | نيكو محترف في لعبة الركبي لندن وكنا نعلم بأنه كان بإمكاننا إمتلاكه وقد إختفى |
Fakat en önemlisi biz çok şanslıydık çünkü ciddi ayrımcılığın yaşandığı küçük bir Güney Karolina kasabasında büyüyor olmamıza rağmen bunun yanlış olduğunu biliyorduk. | TED | ولكن الأكثر أهمية هو أنه كان منعم علينا، على الرغم من أننا نشأنا في بلدة صغيرة ومنعزلة بجنوب كارولينا... كنا نعلم بأنه أمر خاطئ. |
İsmi okunmayana kadar, mezun olamayacağını bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نعلم بأنه لم يتخرج إلا عندما لم ينادوا باسمه، |
Kendi güvenliğimiz için sana bahsetmedik, burada bizimle kısılıp kalacağını bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعلم بأنه سيؤثر عليك وأنك ستعلق معنا هنا |
Şimdi biz öyle olmadığını biliyoruz. - Vay canına. - Bunun son derece önemli olduğunu bilmek zorundasın. | Open Subtitles | الوقت كان أبدي ,وحالأ,نعلم بأنه غير ذالك الوقت ليس ساحة لعب أنه ليس مستبد,بأمكانه تغيير, |