İyi haber şu ki, bizi tasarımlarımıza bağlayacak dijital sinir sistemi üzerinde çalışıyoruz. | TED | الأخبار الجيدة هى أننا نعمل على جهاز عصبي رقمي يربطنا بالأشياء التي نصممها. |
Şu an dava üzerinde çalışıyoruz, ne zaman istersen katılmakta serbestsin. | Open Subtitles | نحن نعمل على القضيّة، لذا لا تتردّد في مشاركتنا بأيّ وقت. |
Evet, üzerinde çalışıyoruz, fakat şu anda elimizdeki en iyisi bu. | Open Subtitles | أجل، نعمل على ذلك، ولكن الآن هذا هو أفضل ما لدينا. |
Yani fiziksel ve sanal olan arasında bir bağ kurmaya Çalışıyoruz, ama ekrana bakarak değil de, basit bir postere bakarak. | TED | لذلك فإننا نعمل على خلق علاقة بين الجانب الجسمي والجانب الرقمي, ولكن لا تشبه شاشة مصغرة, وإنما تبدو مجرد ملصقة عادية. |
Eh, üstünde Çalışıyoruz, ama burada bir zorluk var. | TED | حسنًا، نحن نعمل على ذلك، ولكن هناك تحدي |
Biz de başka bir dava üzerinde çalışıyorduk.Kayıp birisi. | Open Subtitles | نحن نعمل على آخرين الحالة، أشخاص مفقودون. |
Şimdi bunun üzerinde çalışıyoruz çünkü Antartika'nın ilk radar gözlemleri 35 mm lik optik film kullanılarak toplanılmış. | TED | ونحن نعمل على ذلك، لأنه تبين أن أول صور الرصد لرادار بالقطب الجنوبي التقطت باستعمال فلم مصور قياس 35 ملم. |
ve başka bir dönüşüm üzerinde çalışıyoruz, yani mevcut Hirshhorn Müzesi'nde, burası Amerika'nın en çok saygı duyulan kamusal yerleşim alanı olan National Mall (Millî Park)'da bulunuyor. | TED | ونحن نعمل على تحويل آخر، ويتعلق ذلك بمتحف هيرشورن القائم والمتمركز في أكثر مكان عام مبجل في أمريكا، الناشونال مول. |
Dediğim gibi uzun zamandır bu güvenlik sistemleri üzerinde çalışıyoruz. | TED | وكما ذكرت آنفاً، عكفنا نعمل على أنظمة السلامة لمدة من الزمن. |
Hâlâ bu olay üzerinde çalışıyoruz, hâlâ geliştiriyoruz, genişletiyoruz. | TED | نحن ما زلنا نعمل على هذه القصة، مازلنا نطورها، مازلنا نقوم بتوسيعها. |
Tabi ki burada gördüğünüz çok kaba bir makina ama biz mikro boyutlarda olanları üzerinde çalışıyoruz, ve umudumuz toz gibi robotlar üretebiliyor olmak. | TED | طبعا، هذه آلة بسيطة جدا ولكننا نعمل على نسخة متناهية في الصغر منهم ونأمل أن المكعبات ستصبح مثل البودرة وتقوم بسكبها |
Öğrencilerimle birlikte çok küçük robotlar üzerinde çalışıyoruz. | TED | أنا وتلامذتي نعمل على روبوتات صغيرة جدا. |
Fakat yaklaşmayı gösteren bilgisayarın görsel parçası hazır değil, hala onun üzerinde çalışıyoruz. | TED | ولكن بالنسبة للجزء الحاسوبي الخاص بالتعرف على الوجوه على حسب المزاج، فمازلنا نعمل على ذلك الجزء. |
Biz açık kaynaklı araçlar ve içerik üzerinde çalışıyoruz, tamam? | TED | نحن نعمل على أدوات مصدر مفتوح والمحتويات، حسناً؟ |
Adamızdaki plastik torba kullanımına ''hayır'' demek için neredeyse 3 yıldır Çalışıyoruz. | TED | منذ ثلاث سنوات ونحن نعمل على محاولة حظر الأكياس البلاستيكية في جزيرتنا. |
Hiçbir iz yok ve hâlâ kafanın kimliğini bulmaya Çalışıyoruz. | Open Subtitles | . لا توجد بصمات, و مازلنا نعمل على تحديد الرأس |
Gizli Servis'te iki yıldır Moskova'ya ve oradan Bilyarsk'a ajan hattı üstünde Çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن فى اجهزة الإستخبارات السرية كنا نعمل على أنبوب النفط المؤدى إلى موسكو وبيلياريسك, منذ سنتين |
Karbon yayılmasını azaltmak ve küresel ısınmayı yavaşlatmak için organik bir bileşim üzerinde çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نعمل على مركّبٍ عضوي لتخفيض إشعاعات الكربون و إبطاء الإحترار العالمي |
Bölümü ölçüp biçmek için Çalışıyoruz, seninle geçmişte çalışmaktan çok memnun olmuştum, gerçekten. | Open Subtitles | نحن نعمل على تدريب وتعريف الوحدة وأنا أستمتع بالعمل معك |
Buranın kuzeyine elektrik üretmek için inşa edilmiş... ama bir süredir nakil hatlarını şehre yönlendirmek için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | لقد شيد لخدمة المناطق الشمالية، لكننا كنا نعمل على إعادة توجيه خطوطالكهرباءإلىالمدينة.. |
Pekala, rock yıldızı imajın üzerinde çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نعمل على تحسين صورة نجمة الرّوك خاصّتكِ |
Biz Tucker'la çit üzerinde çalışırken sen bu şiiri okuyacaksın. | Open Subtitles | ستقومين بقراه هذه القصيدة بينما تكر وأنا نعمل على الجدار |
Başka ilginç bir şey üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | نحن نعمل على بعض الأشياء المثيرة |
Şu anda üzerinde çalıştığımız teknoloji bu. | TED | وهي في الواقع تكنولوجيا جديدة نعمل على تطويرها حالياً. |
Bu problem üzerinde çalıştığımızı bilen yoktu ve bulgumuzu ilk defa şu an paylaşıyorum. | TED | لم يكن أحد يعلم بأننا نعمل على حل هذه المشكلة وهذه هي أول مرة أشارك فيها ما قمنا باكتشافه. |