Öyle bir şeyi yapıp çalıştırana kadar, karbondioksit seviyeleri baskın gelecek ve geçici temizleyiciler birbirine karışacaktır. | Open Subtitles | لكن في الوقت الذي نعمل فيه مستويات ثاني أكسيد الكربون ستغمر الأجهزة المؤقتة |
Öyle bir şeyi yapıp çalıştırana kadar, karbondioksit seviyeleri baskın gelecek ve geçici temizleyiciler birbirine karışacaktır. | Open Subtitles | لكن في الوقت الذي نعمل فيه مستويات ثاني أكسيد الكربون ستغمر الأجهزة المؤقتة |
Eğer istersen çalıştığımız laboratuvarı sana gösterebilirim. | Open Subtitles | حسنا إذا ،إذا أحببت يمكنني أن أريك المختبر الذي نعمل فيه |
Yani eyaletin iki farklı yakasındaki, biri bizim de çalıştığımız polis departmanı sırf davayı kapatmak için ortalığa DNA yayıyor mu diyorsun? | Open Subtitles | اعني، هل تظن حقاً بان قسمي شرطة في ولايتين مختلفتين من ضمنها الذي نعمل فيه سيقومون برش الحمض النووي |
5 yıldır üzerinde çalıştığımız bir araştırmayı kaybettik. | Open Subtitles | ...لقد فقدنا البحث الذي كنا نعمل فيه منذ 5 سنوات |
- çalıştığımız yer gibi bir yerde... yemek yemenin buradan $500 fazlaya mal olmasını açıklayabilir misin? | Open Subtitles | -برري لماذا يكلّف أكثر بـ 500 دولار للأكل في مكان نعمل فيه ولا يكلّف في مكان كهذا. |
Şu anda çalıştığımız sağlık, tıp finans, sigorta elektronik ve bilgisayar gibi sektörlerin çoğu bir asır önce ya yoktu ya da yeni yeni oluşuyordu. | TED | العديد من الصناعات الذي نعمل فيه الآن - الصحة والطب، التمويل والتأمين، الإلكترونيات والكمبيوتر- كانت صغيرة أو بالكاد موجودة قبل قرن من الزمان. |
çalıştığımız yerlerin sahibidir. | Open Subtitles | أنه المكان الذي نعمل فيه |
Burası çalıştığımız yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي نعمل فيه |