Yemekler reklamlardaki gibi değil ve yastığımda da nane şekeri yoktu. | Open Subtitles | الطعام ليس كما يظهر في الاعلانات وليس هناك نعناع في مخدتي |
Neden sana 3 nane Hazinesi ve bir çift Rudolph vermiyorum? | Open Subtitles | لماذا لا أضع تحت أسمك ب3 نعناع و2 من المشمش؟ |
nane şekeri değiller. Onlar doğum kontrol hapı, seni dizgin takmış moron. | Open Subtitles | إنها ليست نعناع إنها حبوب منع الحمل يا أغبياء |
Barmen bize iki "stinger" daha. Bu seferki yeşil naneli olsun. | Open Subtitles | بارمان, هذه المرة, احضر لنا كأسين سترينرز وضع فيهما نعناع أخضر. |
Odamdaki sıcak soda ve naneli sakızdan iyidir. | Open Subtitles | إنها أفضل مما عندى هنا ، الصودا الدافئة و نعناع النفس |
Parmağını kesip naneli Şeker kutusuna koydunuz ve kocanıza bıraktınız. | Open Subtitles | قطعت إصبعها,و حشرته في علبة نعناع و تركته لزوجك |
Sigara izmaritleri, boş kahve bardağı ve yarısı yenmiş nane şekeri. | Open Subtitles | أعقاب سجائر, كوب قهوة فارغ قرص نعناع نصف مستحلب |
Büyük boy karamelli sıcak çikolata ve bir paket nane şekeri. | Open Subtitles | شوكولاتة ساخنة كبيرة بالكارميل وجرعة نعناع |
Gerçi nane şekeri yutmuş olsa daha iyi olurdu. - Kapa çeneni! - Tamam. | Open Subtitles | أجل، بإستثناء أنّ هذا المُختل يحتاج إلى القليل من نعناع النفس |
Hemen şimdi yüzüme solumanı istiyorum. Ne bu, 'yeşil nane' mi 'dağ ferahlığı' mı? | Open Subtitles | أحتاجك أن تتنفس في وجهي الان مع ماذا نتعامل نعناع أو توت ؟ |
Kiraladığı evden satın aldığı nane şekerine kadar. | Open Subtitles | من أول فيلم استأجره وصولاً إلى آخر حلوى نعناع إشتراها |
Taze nane, huzur, sükunet, doğanın çevremizi saran görkemi. | Open Subtitles | نعناع طري، السلام، الهدوء، عظمة الطبيعة حولنا. |
İçkilerimizde nane yaprakları vardı ve elbisenin rengini hatırlayabiliyorum ama onun nerede oturduğunu hatırlayamıyorum ve bu beni korkutuyor. | Open Subtitles | كانت هناك أوراق نعناع في شرابنا، أتذكر لون فستانك، لكنني لا أستطيع أن.. |
Papatya ve nane var kafein istemiyorsan tabii. | Open Subtitles | لدي بابونج .. نعناع الا اذا اردتي الكافيين |
- Şunlar göz damlası mı nane mi? | Open Subtitles | ـ هل تعني هذه ـ هل هاذم قطرات للعين او نعناع |
Bütün hayatım boyunca restorandan naneli Şeker bile çalmadım. | Open Subtitles | طوال حياتي لم أسرق حتى حلوى نعناع من مطعم |
Bu adam, benim gibi naneli Şeker, kalem ve kâğıt mendil taşıyor mu? | Open Subtitles | هل يحمل معه نعناع وقلم ومناديل طوال الوقت كما أفعل أنا ؟ |
Onlar naneli Şeker değil. Konsantre küçük pisuar kokusu. | Open Subtitles | تلك ليست حبيبات نعناع, تلك معطّر مراحيض صغير شديد التركيز |
Junior Mint. | Open Subtitles | إنها حبة نعناع. |
Bekârlığa veda partisindeki sarhoş kızlar için kedi nanesi gibi oluyoruz. | Open Subtitles | نحن كالنعناع للفتيات السكّيرات في حفلات العزوبية *نعناع "كاتنيب" يجذب بشدّة القطط* |
Cebindeki mentos mu yoksa vücudun beni gördüğüne sevindi mi? | Open Subtitles | هل هذه ملفوفة نعناع في جيبك، أم أنّكَ مسرور لرؤيتي؟ |
Al sana bir nefes kokusu giderici. | Open Subtitles | هاك حبّة نعناع |