Thomas Edison'un da aynı sorunu vardı. | TED | حتى توماس أديسون كانت لديه نفس المشكلة. |
İşte, müzik seti alırken de aynı sorunu yaşarsınız. | TED | الآن، لديك تقريباً نفس المشكلة عندما ذهبت المتجر للاستريو. |
Evet, aynı sorun benim gezegenimde de DDT adlı bir kimyasal için geçerli. | Open Subtitles | نعم لدينا نفس المشكلة فى عالمي مع مبيد حشري أسمة الدى دى تى |
Bu salgınla nasıl karşılaştırırsınız?] Tüm yeni enfeksiyonlarda da aynı sorun var. | TED | كيف يقارن انتشار هذا الوباء؟] إنها نفس المشكلة مع حدوث إصابات جديدة. |
Anlıyorum. Benimde kız kardeşim vardı... Sanırım şu an ölü aynı problemi yaşıyordu. | Open Subtitles | أفهم الأمر ، لدي شقيقة ، أعتقد أنها ماتت ، كانت تعاني من نفس المشكلة |
Bu işi her kim yaptıysa aynı sorunla karşılaşmış olamaz mı? | Open Subtitles | مما يعني أننا لانستطيع إستهداف هدف محدد إلا إذا كنت موسومة مقدما ماذا لو كان من فعل هذا , لديه نفس المشكلة ؟ |
Hayvanlara az ve düzenli dozlarda antibiyotik vermekle aynı problem: Bazı kötü böcekler ölüyor ama hepsi değil. | TED | إنها نفس المشكلة في إعطاء الحيوانات جرعات صغيرة ومنتظمة من المضادات الحيوية: تقتل بعض الجراثيم المضرة ولكن ليس كلها. |
Bugün ikimizin de aynı dertten muzdarip olduğumuzu düşündüm. | Open Subtitles | كنت افكر اليوم، ان كلانا يمتلك نفس المشكلة |
Marciano... Onun da aynı sorunu vardı ve bu ip sorunu çözdü. | Open Subtitles | ماركيانو كان لديه نفس المشكلة وهذه الخيو ساعدته |
Büyükannesiyle de ben aynı sorunu yaşamıştım. Yani, annesiyle. | Open Subtitles | كان لديَّ نفس المشكلة مع جدتها ، أعني أمها |
Randy ise, aynı sorunu yaşıyor gözükmüyordu. | Open Subtitles | راندي , على أي حال لم يكن لديه نفس المشكلة |
Kim bize bakıp da aynı sorunu yaşadığımızı tahmin edebilir? | Open Subtitles | من سيعتقد لو نظر إلينا أن لدينا نفس المشكلة |
aynı sorunu İskoç gaydacılarla da yaşadım. Savannah harika bir kız. | Open Subtitles | واجهتني نفس المشكلة مع العازفات الاسكوتلنديات |
Burada çalışmaya başladığımda, aynı sorun bende de vardı. | Open Subtitles | عندما بدأت العمل هنا, كانت لي نفس المشكلة |
Evet, eminim sizin kötü meslektaşları tam aynı sorun bekliyorlar, tek bir ve aynı ahlak, dışında, bu yana. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، أنا متأكد أن شبيهاتكم الشريرة يواجهون نفس المشكلة غير الأخلاق ، أنتم نفس الأشخاص |
Bu kağıtta da dünkü kağıtla aynı sorun var senin nasıl hissettiğini ele almıyor. | Open Subtitles | أنا أجد نفس المشكلة في هذا البحث كما في البحث السابق إنه لا يتكلم عن موقفك أنتِ |
Bence ikinizde de aynı sorun var, sadece semptomlar farklı. | Open Subtitles | أعتقد أن كلتاكما لديكما نفس المشكلة ولكن أعراض مختلفة |
New York'ta da aynı sorun var, değil mi? | Open Subtitles | لديكم نفس المشكلة فى نيو يورك ، أليس كذلك؟ |
Hangi açıdan bakarsanız bakın, ister ekosistem açısından, ister türler açısından veya genetik açıdan aynı problemi tekrar tekrar görmeye devam ediyoruz. | TED | لا يهم ما هو المستوى الذي تنظر اليه, سواء كان مستوى التظام الايكولوجي,او مستوى الجنس البشري,او مستوى الجينات, نرى نفس المشكلة مرارا ومرارا |
Berberimin de makaslarla aynı problemi yaşıyor. | Open Subtitles | أتعلم, حلاقي كان لديه نفس المشكلة |
aynı sorunla Ortayol istasyonunda karşılaştık. | Open Subtitles | وأخرى من بجاسوس صادفنا نفس المشكلة في محطة الوسط |
Hepimiz aynı fıçının içinde hapsolduk ve bundan kurtulmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن جميعا فى نفس المشكلة ونريد الخروج منها |
Bende de aynı dert var. | Open Subtitles | لقد كانت لدي نفس المشكلة |