ويكيبيديا

    "نفس وقت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • aynı zamanda
        
    • sıralarda
        
    • aynı zaman
        
    • gerçek zamanlı
        
    Az önce, mesleğe seninle aynı zamanda adım atan adamı gördün. Open Subtitles لقد رأيت لتوك رجلا بدأ عمله المهنى فى نفس وقت بدايتك
    Ama birkaç tanık çatıdan kurbanla aynı zamanda ayrıldığını söylüyor. Open Subtitles لكن بعض الشهود يقولون بأنك تركت محفل السطح في نفس وقت الضحية أجل إذاً ماذا فعلت ؟
    Yaklaşık olarak ilk dinozorlarla aynı zamanda ortaya çıkmışlardır. Open Subtitles وقد ظهرت تقريباً فى نفس وقت ظهور الدينـاصـورات القديمه
    İlk verilerin yayınlandığı sıralarda, Yale’deki astronomlar ilginç bir şeyi merak ediyordu; ya bilgisayarlar bir şeyi gözden kaçırdıysa? TED في نفس وقت إصدار أول معلومات بيانية، كان علماء الفلك في جامعة ييل يتساءلون عن أمرٍ مثيرٍ للإهتمام: ماذا لو غفلت أجهزة الحواسيب عن شيء ما؟
    Kilise çanlarının çalmasını dayanak alarak, fotoğrafın çekildiği zaman ile, kaydın yapıldığı zamanın aynı zaman dilimi olduğunu varsayacağız. Open Subtitles بناءاً على رنين أجراس الكنيسه سوف نفترض أن التسجيل تم عمله فى نفس وقت إلتقاط الصوره
    Yeni bir tıbbi teşhis testini üretmek 15 dakikamızı alır ve gerçek zamanlı olarak da göstereceğim ama bazı parçalarını keserek TED نستغرق الأن حوالي 15 دقيقة لإستخراج إختبار تشخيص طبي جديد وسأريكم الأن هذا المثال في نفس وقت حديثنا ولكني قلصتها لثلاث دقائق بإقتطاع بعض الأجزاء منها
    Onun kardeşi de benimkiyle aynı zamanda öldü. Open Subtitles أتعرفين، ماتت أختها في نفس وقت وفاة أختي تقريباً
    Bu deformasyonu göz önüne alırsak, kart cinayetlerle aynı zamanda alınmış. Open Subtitles بناءً على كمية التغييرات المتبقية، فإن تلك البطاقة تم نزعها تقريباً في نفس وقت حدوث الجريمتين.
    Asansör, buhar motoruyla aynı zamanda inşa edilmiş. Open Subtitles تم تركيب المصعد في نفس وقت تركيب المحرّك البخاري
    James'in Özel Kuvvetler birimindeymiş, ve James ile aynı zamanda ortadan kaybolmuş. Open Subtitles بيتر ميلرد لقد كان في وحدة القوات الخاصة مع جيمس واختفى في نفس وقت اختفاء جيمس
    Bunları 25 numarayla aynı zamanda çekilmiş olmalı. Open Subtitles التقطهم في نفس وقت التقاط رقم 25 تقريباً
    Sanırım karakol da, okul ve hastaneyle aynı zamanda kapanmıştı. Open Subtitles أظن أن مركز الشرطة ينغلق في نفس وقت إنغلاق المدراس والمستشفيات.
    aynı zamanda Tarım Bakanlığı peynir tüketimini desteklerken, tüketicileri koruyan ve obeziteyle mücadele eden küçük birimi, insanların daha az peynir yemeleri gerektiği konusunda broşürler dağıttı. Open Subtitles لذا في نفس وقت ترويج قسم الزراعة لإستهلاك الجبن،إنها وحدة صغيرة مكلفة بحماية المستهلكين ومحاربة البدانة
    Hiroda ile aynı zamanda buraya gönderilen Japon İmparatorluğu donanma subayıymış. Open Subtitles كان ضابط في البحرية المبراطورية اليابانية الذي ارسل هنا في نفس وقت هيرودا تقريبا
    Garcia, Mitchell Ruiz ile aynı zamanda o kampta kimler vardı bilmek istiyorum ve listeyi Isabella Grant'in uyduruk şirketine ödeme yapanlarla kısaltmanı istiyorum. Open Subtitles غارسيا,أريدك ان تتعقبي المتواجدين في مخيم التحويل في نفس وقت تواجد ميتشيل رويز و من ثم تقليص أولئك إلى الأهالي الذين دفعوا
    - Kayıtlara göre Gomez de orada çalışmış hem de Lance Delorca ile aynı zamanda. Open Subtitles وفقاً لصفحة بياناته " غوميز " كان يعمل هناك " في نفس وقت " لانس ديلوركا
    Ali ile aynı zamanda kaybolmuştu. Open Subtitles لقد اختفت في نفس وقت اختفاء اليسون
    Dr. Bishop'la aynı zamanda mı orada kalıyormuş? Open Subtitles هل كان هناك في نفس وقت تواجد الدكتور (بيشوب)؟
    Buraya geldiğin sıralarda. Open Subtitles تقريبا فى نفس وقت وصولك الى هنا
    Görgü tanıkları 40'larının başlarında sarışın bir kadının Karen çocuğunu götürdüğü sıralarda bir saattir banka oturduğunu söyledi. Open Subtitles الشهود قالوا ان أمرأة بشعر أشقر عمرها ببداية الأربعينات كانت تنتظر على مقعد لمدة ساعة في نفس وقت أخذ كارين لطفلها الى هناك
    Yani 10 yıl önce iki kişi hemen hemen aynı zaman hem de Lloyd'un Yeri'nde takılırken birden büyük başarı kazanıyorlar. Open Subtitles إذاً، شخصانينجحانفجأةمنذ10سنوات، في نفس وقت تسكعهم في حانة "لويد" و الذي يصادف أن يكون ملتقى طرق
    11. yüzyıl müzedeki sergiyle aynı zaman. Open Subtitles القرن الحادي عشر ... نفس وقت الذي تم به العرض في المتحف
    Bugün ise, yarışı kazanmak için, böyle birşeye de ihtiyacınız var -- arabayı gerçek zamanlı gözlemleyebilen, arabadan bilgi toplayan, bu bilgileri de sisteme aktaran birkaç bin sensör, ve bu bilgileri topladıktan sonra söz konusu bilgileri işleyip çeşitli kararlarla arabaya geri dönüş yaparak gerçek zamanlı değişikliklerin uygulanmasını sağlayan bir sistem. TED أما في يومنا هذا ، اذا اردت الفوز بالسباق ستحتاج الى شي أضافي كهذا شيء يراقب السيارة بالوقت الحقيقي لديه عدة آلاف من الحساسات لجمع المعلومات من السيارة وأرسال هذه المعلومات الى النظام ثم معالجتها وأستخدامها من أجل الرجوع الى السيارة بقرارات وتغييرات في الوقت الحقيقي للسيارة في نفس وقت جمع المعلومات.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد