İkisi de İsrail’de yayınlandı ve şiddetli bir tartışma yarattı. | TED | بثت كل منهما في إسرائيل, وقد خلقت نقاشا واسعا . |
Şimdi bu bir tartışma dersiydi ve tartışıyorduk. | TED | كان هذا نقاشا داخل الصف و كنا بصدد إجراء مناقشة. |
En azından ben bu planın bir tartışma başlatmasını istiyorum. | TED | إن لم يوجد شئ آخر، سارغب أن يبتدر هذا المخطط نقاشا |
Sayın Yargıç, daha fazla zamana ihtiyacım var. Bunu tartışmaya açmadım. | Open Subtitles | سعادتك إني أحتاج مزيدا من الوقت هذا ليس نقاشا |
O hasta o...çocuğu gidecek, ve bu tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | إبن الزانية المريض ذاك سيذهب ! لمكان ما.. وهذا ليس نقاشا |
Oradaki şeyle ilgili bir konuşma, bir tartışma duymadın mı hiç? | Open Subtitles | لم تسمع يوما محادثة أو نقاشا عن الشيئ الموجود هناك؟ |
Bu adamla mantıklı bir tartışma yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن لك أن تجري نقاشا منطقيا مع هذا الرجل |
Sonucuna göre değişir. İyi bir tartışma istiyorum. | Open Subtitles | كله يعتمد على النتيجة انا امل ان يكون نقاشا جيدا |
Bana jilet verilmesi konusunda tartışma varmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ هناك نقاشا دائرًا حول ما إذا كان مسموحا لي بشفرة حلاقة |
Keşfini ödüllendirmek için 13.000 dolardan fazla para topladılar ve hackerların doğru şeyi yapmaları için nasıl teşvik edilebileceklerine dair teknoloji endüstrisinde çok önemli bir tartışma başlattılar. | TED | وقاموا بجمع أكثر من 13.000 دولار لمكافأته على هذا الاكتشاف، وأثاروا نقاشا مهم بقطاع صناعة التكنولوجيا حول عن كيفية خلق حوافز للمخترقين ليقوموا بالصواب. |
demiş. Sonra bir tartışma çıkmış ve kadın ona "Ancak cesedimi çiğnersen böyle bir şeyi kızlarıma yaparsın." | TED | ثم خاضوا نقاشا مطولا انتهى بأن قالت له، "على جثتي ان تركتك تفعل ذلك لبناتي." |
tartışma değil atışma olacak... | Open Subtitles | لن يكون نقاشا بل جدالا... |
Bu bir tartışma değil. | Open Subtitles | هذا ليس نقاشا . |
Mary, işi tartışmaya dönüştürme. | Open Subtitles | (ماري)، لا تجعلي من الأمر نقاشا لأننا لن نفعل |