ويكيبيديا

    "نقالة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sedye
        
    • cep
        
    • sedyeye
        
    • Sedyeyi
        
    • sedyeyle
        
    • sedyenin
        
    Karakolda bir sedye var mı öğren. Open Subtitles انظر إذا كان لديهم نقالة في مركز الشرطة.
    Hey, X Ray bölümünden bir tane sedye aşırdık, Overdose 'un yanında ki 3. bölüme yerleştirin. Pekala, bak. Open Subtitles لقد سرقنا نقالة من اكس راى ضعه فى الثالث بجوار اوفرى
    Buraya bir sedye getirelim. Onu hedef binaya götür. Open Subtitles سنحصل على نقالة هنا أدخله إلى بناية الهدف
    Ve genellikle cep telefonu taşıyan ve gazeteyi arayan tipler değildi. Open Subtitles وفي العادة هُم لا يحملون هواتف نقالة و لا يتصلون بالصّحف
    sedyeye bagli halde etrafa çigliklar saçarken gelip seni kurtarmasini beklersin. Open Subtitles حسنا تركته يأخذك عندما كنت مربوطة هناك على نقالة تصرخين وتعولين.
    Getirin şu kahrolası Sedyeyi. Open Subtitles نقالة أحضروا نقالة بالله عليكم
    Cesedi minibüse taşımak buraya sedye getirmekten kolay olur. Open Subtitles سيكون أسهل حمل الجثة إلى الشاحنة من محاولة جلب نقالة إلى هنا
    Bir yerlerde seni bekleyen bir sedye olduğuna eminim. Open Subtitles لا شكّ أنّ هناك نقالة بعجلات تنــتظــــرك في مكــــان مــــا.
    Ben de emrine karşı geldim, bir sedye hazırladım ve en yakındaki sağlık çadırına götürdüm. Open Subtitles لذا فقد عصيت الأوامر وصنعت نقالة وجررته إلى أقرب منشأة طبية
    Bu bir daha olursa sana da bir sedye gerekecek. Open Subtitles ‫إن حدث هذا ثانية، ستحتاج أنت أيضا إلى نقالة
    Yoksa evine sedye ile giderdin. Open Subtitles لقد حالفك الحظ وإلّا عدّت لمنزلك على نقالة
    Ona bir sedye yapıp hava kararmadan buradan gitmeliyiz. Open Subtitles علينا ان نبني نقالة من اجلها وعلينا ان نخرج من هنا قبل حلول الظلام
    Boyunluk ve sedye getirin hemen! Open Subtitles أحضرا مثبّت رقبة و نقالة إلى الأسفل الآن
    Şansın varmış, yoksa eve sedye ile giderdin. Open Subtitles لقد حالفك الحظ وإلّا عدّت لمنزلك على نقالة
    Eğer gidecekse sedye ile taşımak gerekecek. Open Subtitles سيتم حمله على نقالة إذا لم يستطع الركوب
    Ya da Kızıl Haç için sedye taşıyan hastabakıcı. Open Subtitles أو حامل نقالة في الصليب الأحمر
    Görünüşe göre, Özel Harekat askerleri en azından misyonları gereği cep telefonları taşıyamıyorlar. Open Subtitles على مايبدو، جنود العمليات الخاصة ،لايحملون هواتف نقالة على الأقل ليس في المهمات
    Şunu düşünün, bugün Amerika'da yoksulluk sınırının altındaki çoğu insanın yine de elektiriği, suyu, tuvaletleri, buzdolapları, televizyonu, cep telefonları, klimaları ve arabaları var. TED فكر في هذا، في أمريكا اليوم أغلبية الشعب الذي يعيش تحت خط الفقر مازال لديه كهرباء وماء ومراحيض وثلاجات وتلفاز وهواتف نقالة ومكيفات وسيارات.
    Herkes etrafta kütük gibi cep telefonları ile yürüyor, ve oldukça ağır kokan balıklarla ilgileniyorlardı. TED الجميع كانوا يتجولون و معهم هواتف نقالة تشبه الطوب, و نوع من الأسماك ذات رائحة في الميناء
    sedyeye ihtiyacımız var. Araba çarpmış, bir çocuk var. Open Subtitles نحتاج نقالة في الخارج فهناك طفل أظن حالته سيئة
    Sedyeyi getirin! Open Subtitles أحضر نقالة
    Karın üstü yatar bir şekilde eğreti bir sedyeyle eve taşınmıştı. Open Subtitles تم نقله للمنزل على نقالة مستلقياً على بطنه
    Yığınlarca kağıt sedyenin üzerinde duruyordu. Open Subtitles ،كان هناك أكوام منها فقط أكوام من الورق تجلس على نقالة ما

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد