Çok ciddiyim, mısır ve sosis haşlamaktan çok daha fazlasını yapabilirim. | Open Subtitles | اعني بحق بأمكاني ان اطبخ اكثر من ذرة الكوب و نقانق |
Yumurta, fasulye, kızarmış patates, sosis, domuz pastırması, 2 tost, bir bardak çay. | Open Subtitles | بيض, فاصوليا, رقائق بطاطا, نقانق, لحم مقدد, 2 خبز محمص و كأس شاي. |
Öncelikle, tipik sosis proteininin, mide özsuyundaki etkilerini simule edeceğim. | Open Subtitles | حسنا,أولا سأقوم بمحاكاه آثار العصارات الهضميه على بروتينات نقانق نموذجيه |
Seni üzmek istemem dostum ama o bir sosisli değildi. | Open Subtitles | حسناً، يؤسفني أن أحبطك يا صديقي، لكن هذا ليس نقانق. |
Kendi kendine pişen sosisli ile ilgili bomba bir fikrim var. | Open Subtitles | لقد توصلت إلي تلك الفكرة الرائعة عن نقانق سجق تطبخ تلقائياً |
Hindi sosisi ya da jambon ister misin? | Open Subtitles | هل تريد نقانق ديك الحبش أم اللحم المقدد؟ |
Ağzında sosis mi var yoksa beni gördüğüne mi sevindin? | Open Subtitles | هل هذا نقانق في فمك أو أنت فقط سعيدٌ لرؤيتي؟ |
Ben de genzime halka sosis kaçtığı zamanlar seni düşüneceğim. | Open Subtitles | وانا سافكر فيك لما آكل قطعة نقانق انتبه لنفسك، صديقي |
Bu oyunda, açıkça Kleon ile alay etti. Kleon'u canlandıran karakteri, şehrin çıkışında bir sosis satıcısı olarak betimledi. | TED | وفيها، سَخِر من كليون على العلن، حيث تنتهي بشخصية كليون كبائع نقانق وضيع خارج بوابات المدينة. |
Eğer bir sosis köpeği olsaydık hiç problemimiz olmazdı. | Open Subtitles | لو كنا نقانق للكلاب كان تم حل كل مشاكلنا |
Yumurta, vuruşkan ya da sizin deyiminizle sosis ve son olarak büyükannem Moon'un çörekleri. | Open Subtitles | بيض و نقانق او تسمونها انتم السوسج وعجنة من فطائر جدتي السكرية الشهيرة |
Plastik bir tabakta yalnız başınıza... ölü ve orta kırmızılıkta... birer sosis olacaksınız... | Open Subtitles | بينما ستصبحين أنت لحم نقانق وحيدة على صحن بلاستيكي مثير للشفقة ميتة ونصف مطهوة |
Bir gün yediği sosisli sandviç yüzüden boğulmakta olan, 7 yaşında bir çocuk hakkında çağrı aldık. | TED | ذات يوم تلقينا مكالمة حول طفلة عمرها سبع سنوات تختنق بسبب وجبة نقانق |
İşte çocuklarımıza yedirdiğimiz saçmalıklar: Büyük boy Meksika Dürümleri, kızarmış sosisli sandviçler, kapalı pizzalar ve ızgarada pişirilmiş peynirli sandviçler. | TED | هذه هي الأشياء التي نطعمها لأبناءنا, رقائق البوريتو نقانق الذرة فطائر البيتزا , شطائر الجبنة المشوية |
- Önce sosisli sandviç yemeliydim. - sosisli sandviç? | Open Subtitles | ـ كان يجب أن نتناول نقانق قبل هذا ـ نقانق؟ |
sosisli sandviç tezgahı bile olsa herşeyi işaretleyin. | Open Subtitles | حتى لو كان شيء بتفاهة وجود عربة نقانق جديدة |
Kendimi sosisli partisindeki mısır ezmesi gibi hissediyorum. Ve bu gururumu kırıyor. Duydun mu beni? | Open Subtitles | أنا بدأت أشعر وكأني نقانق في حديقة خلال الصيف ولقد بدأت أفقد أعصابي |
Baharatlı pizza ve sosisli sandviç hazırladım. | Open Subtitles | بيتزا باباروني ولفات نقانق أتحتاج شيئاً آخر؟ |
Marge, biraz bufalo sosisi, huevos buffaleros* ve birazda taze sıkılmış bufalo suyu hazırlayalım mı? | Open Subtitles | لمَ لا تعدين بسرعة نقانق الجاموس وبيضه مع عصير البرتقال؟ |
Ve, bir sonrakinde valiliği geçiyorsunuz, emin oluyorsunuz ve New York'un eski hot dog arabasının yanında duruyorsunuz. | Open Subtitles | في المرة القادمة عندما تمرين بمركز المدينة, تأكدي بان تقفي عند اقدم بائع نقانق في مدينة نيويورك. |
- Vejetaryen sosislisi almamalıydım. | Open Subtitles | لم يكن يجدر بي طلب نقانق نباتية، إنها مقززة. |
omletler, kızarmış patatesler sucuk, domuz pastırması ve bu şirketten. | Open Subtitles | ها هو الطبق الرابع بيض مخفوق,معجنات بالكاكاو نقانق و لحم مقدد و هذا على حساب المطعم |
Biraz detaya insek, mesela bozulacak bir yiyecekse, dışarıda kalmış bir puding gibi? | Open Subtitles | لنتعمق بالحديث قليلا ، ماذا لو كان الطعام قابل للتلف؟ مثل لو كان هناك نقانق أو شيء آخر متروك |
Bedava sosisler burada. Yiyebildiğiniz kadar. Sosisiniz ve fındıklarınız burada. | Open Subtitles | نقانق مجانية هنا كل ما يمكنك تناوله أحصل على مبتغاك |
salam ve peynir, patates yok mu? | Open Subtitles | نقانق مدخنه وجبن ولا وجود لشرائح البطاطس؟ |
Önemli haberlerim var diyor ama eminim bloguna yeni bir yazı yazmış veya kendine güzel bir hotdog dükkanı bulmuştur. | Open Subtitles | لا أعلم , لا تنفك عن أن لديها خبراً لكني أراهن , بأنها قامت بكتابة مدوّنة أو وجدت نقانق جيدَ جداً أو شئ ما |
İyi akşamlar, benim cesur Bavyeralı derebeylerim. Bu şehirdeki en iyi Alman sucuğu. | Open Subtitles | طاب مساؤكم يا سادتي البافاريين الشجعان ، أفضل نقانق بالبلدة |
1954'te Hollywood Bulvarı'nda küçük bir sosisçi arabası varmış. | Open Subtitles | بحلول عام 1954 كان يملك عربة نقانق في جادة بوليفارد |
Toplantı odasına geçelim ve size hazırlanan sosisleri göstereyim. | Open Subtitles | تعال معي إلا غرفة الإجتماعات وسأريك نقانق جاهزة |
- Sosisliler. - Sosisliler. | Open Subtitles | ــ موزعين نقانق ــ موزعين نقانق |