| Sanırım bu problemin bir kısmı da bir çok insan topluluğunda bu diyaloglara katılım eksikliği olması. | TED | أعتقد جزء من هذه المشكله هو، أنه كان لدينا نقص في الحضور في هذه الحوار من أجزاء متعدده في المجتمع البشري |
| Bilmiyorlardı. Bu bilgi eksikliği değil; bu entegrasyon eksikliği. | TED | هذا ليس بسبب نقص المعلومات؛ إنه نقص في الاندماج. |
| Bir başka deyişle, bu tip paternler görme eğilimi kontrol eksikliği olan durumlarda artıyor. | TED | بعبارة اخرى، ان الميل الى البحث عن هذه الأنماط يرتفع عندما يكون هناك نقص في السيطرة |
| İş kıtlığı başlayacak ve sosyal güvenlik programına yatıracak para kalmayacak. | TED | سيكون هناك نقص في العمالة ولن يكون هناك مالٌ كافٍ لتمويل برامج شبكة الحماية. |
| Kanser, lösemi... herhangi bir hastalık veya bağışıklık yetersizliği. | Open Subtitles | . أو أي عدد من الأمراض أو نقص في المناعة ..هل لي أن أسأل |
| Bunlar gibi benzer kötü şeyler Puanlarımızın eksik olması demektir | Open Subtitles | او اي اعمال مماثلة .. نحصل على نقص في النقاط |
| Eleman eksiğimiz var, çok uzun sürebilir. | Open Subtitles | فنحنُ نعاني من نقص في القوات، فهذا سيستغرق إلى الأبد. |
| Her zaman, şu gazete grevi orta çıktığında böyle yaşlıların nasıl öldüğünü düşünürüm. | Open Subtitles | أنه عندما حدث نقص في الصحف في نيويورك مات الكثيرون منهم |
| Adam sıkıntımız var, ya rezil bir hayata dalıyor ya da firar ediyorlar. | Open Subtitles | لدينا نقص في الرجال إنهم يلوذون بالفرار أو يتورطون في الفواحش |
| Hiperglisemi insülin eksikliği nedeniyle olur. | Open Subtitles | بزيادة السكر في الدم نتيجة نقص في الأنسولين |
| Enerji eksikliği ve iştahı da ekle, mononükleoz olabilir. | Open Subtitles | نقص في الطاقة والشهيه .. قد يكون بسبب تكاثر وحيدات النواة في الدم |
| Hmm. Demir eksikliği anemisi. Mm. | Open Subtitles | فقر دم ناتج عن نقص في الحديد انكِ تركزين على العضو الخاطئ |
| Ne olabileceklerine dair fikir eksikliği olduğu söylenemez ama bu gerçekten bu neslin insanlarının benim neslimin, tek şansı. | Open Subtitles | سوف تجد إجابات عند المصادم لم يكن هناك أي نقص في الأفكار على ما قد يكون |
| 10 gündür ECMO takılı ve S proteini eksikliği var. | Open Subtitles | هذا يومه الـ10 على جهاز الأكسجة الخارجي ولديه نقص في البروتين إس. |
| Üroloji alanında kadın eksikliği var. | Open Subtitles | أن هناك نقص في أعداد النساء في مجال المجاري البولية |
| En hoşuma giden olaylardan biri birkaç ay önce gerçekleşti, Atlanta'da gaz kıtlığı vardı. | TED | واحدة من الإستخدامات المفضلة لي حدث منذ بضع شهور عندما كان هناك نقص في الغاز بأتلانتا |
| - Ve bu kasabada güzel kız kıtlığı var. | Open Subtitles | جميلة و وهناك نقص في عدد الفتيتات الجميلات في هذه البلدة ؟ |
| Eğer yetersizliği vardır ve savunmasız, bu yüzden diyelim güzel oyun, olur mu? | Open Subtitles | , لديك نقص في عدد الشرطة وضعيف لذا دعنا نلعب بلطف , هل نفعل ؟ |
| Ajan delil yetersizliği var demiş. | Open Subtitles | وقال العميل المختص كان هناك نقص في الأدلة |
| Onu getirdim çünkü ben gittiğimde bir uzmanımız eksik kalacak. | Open Subtitles | لقد أعدته لانه سيكون نقص في الاطباء المتخصصين عندما أذهب |
| Sence neden birkaç bin eksiğimiz olabilir, bir fikrin var mı? | Open Subtitles | ألديك أية فكرة لماذا نعاني من نقص في النقود؟ |
| Her zaman, New York'taki şu gazete grevi orta çıktığında böyle yaşlıların nasıl öldüğünü düşünürüm. | Open Subtitles | دائما أفكر... أنه عندما حدث نقص في الصحف في نيويورك |
| Bu gece personel sıkıntımız var. Ayaklarını sıkı tut. | Open Subtitles | لدينا نقص في الموظفين الليلة امسكي ساقيه للأسفل |
| Bir yırtılma ya da basınç kaybı olmadıkça radyasyona maruz kalman imkansız. | Open Subtitles | التلوث مستحيل, إلا في حالة وجود تمزق بها... أو نقص في الضغط. |