Şefkati onun zayıf noktası ve şu an tüm duyguları daha da güçlendi. | Open Subtitles | رأفتها هي نقطة ضعفها وكلّ مشاعرها تضاعفت الآن |
Düşünmeden hareket eder. zayıf noktası budur. | Open Subtitles | نقطة ضعفها انها تتصرف قبل ان تفكر |
Senin tekniğini görmedikten sonra muhtemelen senin saldırının onun zaafı olduğunu farketti ve ikisini birden | Open Subtitles | وبمشاهدتها لأسلوبك , أدركت أن أسلوب قتالك هو نقطة ضعفها ومعركة اثنان ضد واحد |
Hayır, ölümcül bir zaafı olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لا, انى اقول ان هذه هى نقطة ضعفها القايلة , |
Onun zayıf noktasını bul ve onu kullan. Ben de aklına girivereyim. | Open Subtitles | جِد نقطة ضعفها واستغلّها، ومن ثم سألج إليها. |
Onun zayıf noktasını buldun. | Open Subtitles | لقد عثرت على نقطة ضعفها |
- Köpekler onun Aşil Tendonu. | Open Subtitles | -حسنًا، نقطة ضعفها هي الكلاب |
Ve tıpkı iyi bir asker gibi, düşmanımın en zayıf noktasına nasıl saldıracağımı çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | و كجندى جيد لقد علمت أين بالضبط يجب أن أُهاجم عدوتى فى نقطة ضعفها |
Kollarının olduğu yere. zayıf noktası orası. | Open Subtitles | عند مجسّاتها هذه هي نقطة ضعفها |
Almanlar bunun kadının zayıf noktası olduğunu hissettiler. | Open Subtitles | عرف الألمان نقطة ضعفها سريعاً |
zayıf noktası dizlerinin arkası. | Open Subtitles | نقطة ضعفها تكمن خلف ركبتها |
Arkadaşları onun zayıf noktası. | Open Subtitles | أصدقائها هم نقطة ضعفها. |
Arkadaşları onun zayıf noktası. | Open Subtitles | أصدقائها هم نقطة ضعفها. |
Ve bu zaafı,insanlara değer vermesi. | Open Subtitles | و نقطة ضعفها هي الاهتمام بالناس |
Labonair kanı onu Aşil Tendonu gibi savunmasız bırakıyor. | Open Subtitles | دم (لابونير) نقطة ضعفها. |
ve en zayıf noktasına vurun! | Open Subtitles | و سيكون بإمكاننا ضربُ ! نقطة ضعفها |