Haydi, tatlım. yapalım şunu. Bitirelim şu işi. | Open Subtitles | هيا عزيزتي دعينا نقوم بذلك فلننتصر على هذا الشئ |
Güzel konuştuk, bunu daha sık yapalım. | Open Subtitles | حوار رائع يا رجل.علينا ان نقوم بذلك اكثر هذا عظيم انا فخور بك |
Bunu hergün yapıyoruz, roman okurken, televizyon seyrederken veya bir filme gittiğimizde. | TED | نقوم بذلك كل يوم، أثناء قراءة القصص، مشاهدة التلفاز، أو الذهاب للسينما. |
Sevmiyoruz, bunu yapıyoruz çünkü karısından tekmeyi yedi ve yalnız kaldı. | Open Subtitles | لا، نحن نقوم بذلك فقط لأن زوجته طردته، وهو يشعر بالوحدة |
Biri insanların duygusal tepkilerine ve empatilerine hitap etmek bunu da çoğu kez hikayeler üstünden yaparız. | TED | أحد الوسائل هي مناشدة استجابات الناس العاطفية، مناشدة رحمة الناس، وفي الغالب نقوم بذلك عبر قصص. |
Öyleyse hayal edin - şunu yapacağız. | TED | إذاً تخيلوا معي.. فلنفترض بأننا نقوم بذلك. |
Listede yazan şeyleri yapmamız... sonra da okul yıllığı için fotoğraf çektirmemiz gerekiyor. - Ben yıllık fotoğrafımı zaten çektirdim... ve saçlarım o gün çok güzeldi. | Open Subtitles | نعم, انا لم أفهم ذلك, يجب علينا أن نقوم بذلك كما في قائمة المادة |
Bak sana yardımcı olmak istiyoruz ama nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. | Open Subtitles | والآن،إسمعي،نريد أن نساعدكِ، ولكننا لا نعرف كيف نقوم بذلك. |
- Bunu yaptığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | حتى يحصل تطابق في اللون لا أصدق أننا نقوم بذلك |
yapalım o zaman. Ne yapmamı istiyorsun? | Open Subtitles | دعنا نقوم بذلك ما الذي تريدين مني ان افعله ؟ |
Harika vakit geçiriyorum, burada olduğunuz için de çok mutluyum ama şunu düzgün yapalım. | Open Subtitles | سَيكونُ لدينا وقت عظيم و أَنا مبتهجة لكم يا رفاق هنا، لكن دعونا نقوم بذلك بطريقة صحيحة. |
Bir tane daha yapalım ama hemen değil. | Open Subtitles | دعنا نقوم بذلك مرة أخرى ، لكن ليس بتلك السرعة |
Bu yıl kaç kişiyi öldürdün? Kes şunu adamım. Haydi yapalım şunu, haydi. | Open Subtitles | توقف يا رجل هيا دعنا نقوم بذلك |
Bunu bir tür jel malzeme ile yapıyoruz, bir kere jel malzemeyi kaldırdıktan sonra | TED | نقوم بذلك حقيقة باستخدام جل، بحيث تتمكن من رفع المادة الهلامية. |
Aynı şeyi bu sefer zehirli düşüncelerle yapıyoruz. | TED | نقوم بذلك مرة أخرى عن طريق الأفكار القاتلة. |
Ama biz Amerika'da böyle yapıyoruz. | TED | لكن هكذا نقوم بذلك الأمر في الولايات المتحدة. |
Eğer ülkeyi değiştirmek istiyorsan, biz bunu partiler ve politikayla yaparız. | TED | ولكن لو أنك تريد تغييرا في هذا البلد، نقوم بذلك عبر الأحزاب والسياسات. |
Bunu şöyle yaparız: Bir kavanoz alıp yarısına kadar su ile doldururuz. | TED | وهذا كيف نقوم بذلك: خذ إناءً واملأ حوالي نصفه بالماء. |
Yani, belki bunu başka bir sefere yaparız? - Evet, bunu isterim. | Open Subtitles | لذا، ربما أمكننا أن نقوم بذلك في وقت آخر؟ |
Onlar geri zekalıydılar. Biz daha farklı yapacağız. | Open Subtitles | أن رؤسهم فارغه سوف نقوم بذلك بطريقة مختلفة |
- Herkesi öldürmeden bunu nasıl yapacağız? | Open Subtitles | يجب علينا أنا نخرجهم من هناك و كيف من المفترض أن نقوم بذلك ؟ |
Kameralardan biri kırıldı, yani ölü bir nokta var. Tek yapmamız gereken, sırayla ölü noktaya gitmek. Anladınız mı beni? | Open Subtitles | طالما الكميرا هنا يجب ان نقوم بذلك شخصا تلو الاخر |
Evet ve bunu nasıl yapacağımızı söyleyebilecek adama kurşunu sıktın! | Open Subtitles | نعم، وانت قمت بقتل الرجل الذي كان يمكنه أن يخبرنا كيف نقوم بذلك |
Bunu yaptığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق، أننا، أننا نقوم بذلك |