Sadece masa başında iyi olduğum için Başkomiser yapmadılar beni. | Open Subtitles | لمْ يجعلوني نقيباً لأنّي أبدو رائعاً خلف المكتب. |
Bırakmamız gerektiğini söylemiyorum. Başkomiser olalıı 5 dakika oldu. | Open Subtitles | كلاّ، لا أقول أنّ علينا الإستسلام، بل ما أقوله هُو أنّي أصبحتُ نقيباً منذ فترة قصيرة. |
Başkomiser veya komiser olabilirdin. | Open Subtitles | ملازماً ، أو نقيباً على أقل تقدير |
Hem kendisi, hem de bir yüzbaşı öldü. - Bu isyancılar birer çılgın. | Open Subtitles | فانتحر و قتل نقيباً من الشرطة معة أليس كذلك يا جونى ؟ |
Ben Doğu Yakası'ından geldim orada yüzbaşı olmayı isteyen şerefsiz teğmenler vardı teğmen olmayı isteyen şerefsiz çavuşlar vardı. | Open Subtitles | كنتُ في القسم الشرقيّ وكان ملازم أوّل حقير يأمل بأن يصبح نقيباً ورقباء أنذال يريدون أن يُصبحوا ضبّاطاً |
Seni sonunda yüzbaşı yapmışlar, Bayan Willoughby. | Open Subtitles | أخيراً أصبحت نقيباً يا آنسة ويلوبي |
Okula beraber başladık, aynı sene mezun olduk, o yüzbaşı oluyor ben ise-- | Open Subtitles | لقد بدأنا سوية، تخرجنا في ذات السنة، وسيصبح هو نقيباً وأنا مجرد... |
Sonsuza kadar yüzbaşı olarak mı kalacağını sanıyordun? | Open Subtitles | هل تتخيلت أنه كان سيبقى نقيباً للأبد؟ |