| Neredeyse bir saattir yürüyoruz. Artık geri dönmeliyiz. | Open Subtitles | لقد كنّا نمشي لقرابة الساعة ينبغي أن نعود حقاً |
| Sabahtan beri yürüyoruz, bir tane bile tabela görmedik. | Open Subtitles | نحن نمشي طوال اليوم ولم نرى أي إشارة تدل على شارع |
| Dinle, bu yoldan yürüyelim ve ana yola çıkalım, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، دعنا فقط نمشي بهذا الطريق ونبتعد عن الطريق الرئيسي، حسنا؟ |
| Çünkü ben ikimizi 80 yaşında el ele sahilde yürürken hayal ediyorum. | Open Subtitles | لأنّني لطالما تخيّلتُكِ وإيّاي في سنّ الثمانين نمشي على الشاطئ يداً بيد |
| Alt kısımları eriyen bu buz tabakası üzerinde, bu soruna bir çözüm bulmayı umarak yürüyeceğiz. | TED | سوف نمشي عبر تلك القمم الجليدية التي تذوب بالعمق، متأملين بأن نكون مصدر إلهام لحلول لتلك القضية. |
| Biz bunu bir yerde gördük. Her 6 ayda bir bir ülkenin farklı yerlerine yürürüz. | TED | لقد رأينا هذا في شوده ياترا . كل ستة أشهر نمشي في مناطق مختلفة من البلاد |
| Tıpkı Yürümek ya da görmek gibi, doğuştan sahip olduğumuz bir hak. | TED | إنه حق جيني لدينا ، كما أننا نمشي أو نرى أو نسمع. |
| Park yerinden beri ritim tutturduk, beraber yürüyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا نمشي معاً وعدنا إلى الإيقاع القديم من مواقف السيارات |
| - Bu yüzden saatlerdir yürüyoruz, değil mi? | Open Subtitles | اجل , سوف تجده لذلك مازلنا نمشي لساعات , اليس كذلك؟ |
| Bu Lahaina'dan ve sahil boyunca yürürken, biz aslında milyonlarca yıllık biyolojik ve jeolojik tarih boyunca yürüyoruz. | TED | وهذا من لاهاينا، وعندما نسير على الأقدام على طول شاطئ، نحن فعلا نمشي على امتداد ملايين السنين من التاريخ الجيولوجي والبيولوجي. |
| Hem yürüyelim, hem konuşalım. çünkü yaşayacaksan geç kalmak istemezsin. | Open Subtitles | هل بالامكان أن نمشي ونتكلم ؟ ففي حالة أنك مازلت حيا ، لا أريد أن نتأخر |
| Neden beni bekliyorsun? Ayrı ayrı yürüyelim demedin mi? | Open Subtitles | لماذا انت تنتظرني عندما قلت لي ان نمشي بشكل منفصل ؟ |
| Daire çizmek zorunda mıyız, yoksa parkın etrafında yürüyelim mi? | Open Subtitles | هل يلزم أن نمشي في الدائرة، أو يُمكننا المشي حواليّ الحديقة؟ |
| Ve sonra bir gece eve yürürken beni öptü, yanağımdan sadece. | Open Subtitles | وبعدها في أحد الليالي كنا نمشي للمنزل وقبّلني.. فقط في خدي |
| Beraberce ofise yürüyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نمشي لمكتبك معاً و اذا تحطمت ساعتك .. |
| - Eğer işler kötüleşirse, tekrar eve yürürüz. | Open Subtitles | وإذا سائت الأمور فيمكن أن نمشي عائدين للمنزل بكل بساطة |
| Tabi, bu yüzden artık postalarımızı almak için postaneye kadar Yürümek zorundayız. | Open Subtitles | نـعم، والآن يجب علينا أن نمشي إلى مكـتب البريد لـنحصل علـى بريدنـا. |
| Resim faslı bittiğinde, son kez yürüyüşe çıkar mıyız? | Open Subtitles | عندما أعود هل يمكننا أن نمشي للمرة الأخيرة |
| Biliyor musun, her cumartesi öğleden sonrası babamla beraber üniformalarımızla caddeyi yürüyüp küçük sinema salonuna giderdik. | Open Subtitles | كنا نمشي بزينا الرسمي في الشوارع إلى قاعة السينما الصغيرة |
| Biraz yürüsek, dost olsak, tanışsak, filan? | Open Subtitles | ألا يمكننا أن نمشي و نكون لطفاء أو نتعرّف جيّداً، أو شيئاً من هذا القبيل؟ |
| İşte bu zor kısımdır, acaba doğru hızda mı gidiyoruz? | Open Subtitles | وهذا هو القسم الصعب هل نحن نمشي بالسرعة المناسبة؟ |
| Bir gün, her zamanki gibi yürüyorduk ve sonra bir anda birisi yağmuru kapatıverdi ve güneş çıktı. | Open Subtitles | يوماً ما , كُنا نمشي بالخارج كالعادة وبعد ذلك ، ببساطة توقف المطر |
| Watson'ın klima kotrollü sunucu odasının içinden geçip, yürüdük. | TED | اضطرينا أن نمشي من خلال غرفته للخوادم المتحكم في مناخها. |
| O yoldan gidersek, yetişmek için tüm gece yürümemiz gerekir. | Open Subtitles | إذا ذهبنا من ذلك الطريق الآن يجب أن نمشي طوال الليل للوصول إلى الإنهيارات |
| Bu elele tutuşup yürüdüğümüz anlamına gelmiyor... | Open Subtitles | هذا لايعنى اننا نمشي ممسكين بأيدي بعضنا و أو نخرج للتنزه |
| # Şimdi yürüyebiliriz Koşabiliriz | Open Subtitles | الآن نحن نستطيع أن نمشي, الآن نحن نستطيع أن نركض. |