Tıpkı onlar gibi görünen, konuşan ve davranan bir model? | TED | نموذجاً يبدو ويتحدث ويتصرّف مثلهم تماماً؟ |
Septima Clark sonunda kariyerimin inşasında model aldığım bir aktivist ve eğitimciydi. | TED | كانت سابتما كلارك ناشطة ومربية إمراة صارت مؤخراً نموذجاً لحياتي المهنية |
Mutsuz olmayı öğrenme şeklimiz de özel bir zihinsel model almaktır. | TED | وطريقة تعلمنا أن نكون تعساء هي من خلال تصديقنا نموذجاً عقلياً معيّنا. |
Peki önünüzde iyi bir örnek yoksa, hayatınızdaki ilişkiler de mi iyi olmayacak? | Open Subtitles | و إن أعطيت نموذجاً غير مثالي أيعني هذا حياة بدون علاقات غير مثالية؟ |
Ve bir örnek de olmaya çalışmıyorum, bunu başka her kim yapıyor olursa olsun mümkün olduğunun da kanıtıyım ben. | TED | وأنا لا أحاول أن أكون نموذجاً ولكن مجرد دليل أن الأمر ممكنًا لأي شخص آخر يفعل هذا. |
Bütün o yıkıcı davranışlar, çocuklarımıza örnek olmaya başladı. | Open Subtitles | كل ذلك السلوك المدمر لقد أصبح نموذجاً يحتذى به بالنسبة لأطفالنا |
Burada robot biliminden bir model ödünç aldım, Buna kapsama altyapısı diyoruz. | TED | لقد اخذت نموذجاً علم الروبوتات. يدعى " سبسمشون آركتيكتر " Subsumption Architecture |
Mucidi aramızda olsaydı... çukurlara daha uygun bir model yapmaz mıydı? | Open Subtitles | أتظن أنه لو كان المخترع يعيش بيننا لكان صنع نموذجاً ملائماً أكثر للتجويفات الطبيعية؟ |
Ama bayılmış numarası yaparak beni kandırmaya çalışan gelişmiş bir model olabilirsin. | Open Subtitles | لكن خطر لي بأنكَ قد تكون نموذجاً متطوراً ذكي كفاية كي تخدعني و تجعلني أظن بأنه قد أغمي عليك |
Bir kez daha dönemin teknolojisi beynin nasıl çalıştığıyla ilgili bir model sunuyordu. | Open Subtitles | مرة أخري،تقدم التكنولوچيا نموذجاً لكيفية عمل الدماغ |
Orada küçük bir model, | Open Subtitles | حيثُ تنظُر داخِلُه بالكثير من المرايا، و هُناك فقط نموذجاً صغيراً واحِداً، |
Toplama bir model oluşturarak özel birini yaratmak için doğru parçaları arıyor. | Open Subtitles | . انه يبحث عن , القطع المناسيبة . يبني في نموذجاً ... |
Çabuk kapıyorsun, yoksa model Birleşmiş Milletler'de misin? | Open Subtitles | إنّك سريع الرد، أأنت تعتبر نموذجاً في الأمم المتحدة؟ |
Seslerin nasıl öğrenildiğini çalışarak, dilin geri kalanı için ve belki de çocukluktaki sosyal, duygusal ve kavramsal gelişim dönemleri için bir model oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. | TED | ونعتقد بأنه من خلال دراستنا لكفية تعلم الأصوات, سيتولد لدينا نموذجاً لبقية اللغات, وربما للمرحلة الحاسمة التي يمكن أن تصاحب مرحلة الطفولة لتطوير المقدرات الإجتماعية والعاطفية والمعرفية. |
Belki kendimi böyle bir karara daha iyi hazırlamak için... örnek bir top görebilirim. | Open Subtitles | يفترض بي ان اشاهد نموذجاً عن الحفلة لأتمكّن |
Annemin gözünün önünde senin gibi bir örnek dururken kızlarının kardeşlerinle evlenmesine izin vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد بأن والدتي ستسمح لفتياتها بالزواج من إخوتكِ في حين أنها ترى أمام عينيها نموذجاً مثلك؟ |
Tüm varlıklar, bir şekli, bir şemayı, bir mantıksal zinciri örnek alırlar. | Open Subtitles | اشياء منظمة تتبع نموذجاً خطة، متتالية منطقية |
Şimdi örnek kişiliği olan yılın adamını açıklıyorum. | Open Subtitles | العام رجل الآن, به يحتذى نموذجاً يكون ان يجب |
Hayatta, nasıl dürüst, namuslu ve açık sözlü yaşanabileceğinin kanıtı olan şehrin örnek bir vatandaşıydı. | Open Subtitles | لقد كان نموذجاً لبلدتنا ولما يعني أن تكون رجلاً يمشي بين الناس بالإنفتاح والصدق والنزاهة. |
Bunun nasıl yapılacağına dair iyi bir örnek bu. | TED | وهذا بأعتباره نموذجاً لكيفية عمل ذلك. |
Ama proje kaldırıldı, asla tam çalışan bir prototip yapamadılar. | Open Subtitles | ولكن المشروع قد ألغِ، لم يصنعوا نموذجاً أوّلياً يعمل بكامل طاقته |