Anladım. bir çeşit deprem ya da volkan bu çatlakları açtı. | Open Subtitles | فهمتها ، نوعاً ما من الزلازل والبركاين أحدث تلك الشقوق ؟ |
Kocam bir çeşit kendini yaralama töreni sahneliyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | اه, يبدو أن زوجي يؤدي نوعاً ما من تشويه الجسد. |
bir çeşit alarm cihazı yapmalıyım, kendimi bundan korumak için. | Open Subtitles | يجب علىّ أن أصنع نوعاً ما من وسائل الإنذار ، لأحمي بها نفسي |
- Değil. Sadece senin bir tür rüya lanetin olabileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | . نحن نعتقد بأنك تملكين , نوعاً ما من إضطراب الأحلام |
Çılgın bilim adamı kendini bir tür canavara dönüştürdü. | Open Subtitles | العالم المجنون يحوّل نفسه .إلى نوعاً ما من الوحوش |
Göz kulak olduğum diğer cadılardan kopya çektim sayılır. | Open Subtitles | لقد سرقتها نوعاً ما من ساحرة أخرى أعتني بها |
Sanki bir çeşit - oyun - oynuyormuşum gibi, ama kurallar benim için birşey ifade etmiyor. | Open Subtitles | إنه مثل الإنغماس في نوعاً ما من اللعب لكن الوقاحة لا تعني لي أي شئ |
Ama yaşadığı onca şeyden sonra Dawn'u da kaybedince bir çeşit katatoniye girmiş olabilir. | Open Subtitles | فقدان داون بعد كل ذلك الأمور التي مرت بها بافي لقد بعدها ذلك بعيداً إلي نوعاً ما من الاغماء المتخشب |
Açıkça görülüyor ki, gezegeninize dönmek için bir çeşit kod göndermeniz gerekiyor. | Open Subtitles | من الواضح,لابد أن ترسل نوعاً ما من الرموز قبل أن تعود الى كوكبك |
Herhangi bir iblis yeterince güçlü yeraltı organize edilmesi, veya çalışıyor olabilir herhangi bir iblis genç şeytanlar için eğitim kampı bir çeşit, | Open Subtitles | أي مشعوذ قوي بما يكفي لإعادة تشكيل العالم السفلي أو أي مشعوذ يصنع نوعاً ما من المخيمات التدريبية للمشعوذين الأصغر |
Bal, her zaman bir çeşit tuzak olabilir. | Open Subtitles | عزيزتي ، قد يكو دائماً نوعاً ما من الخدع |
bir çeşit şaka olduğunu sanıyoruz şerif. | Open Subtitles | نعتقد بأنه نوعاً ما من المزاح أيتها المأمورة |
Chloe onu okulda bir çeşit ilaç kullanırken yakaladı onunla yüzleştiğimde ise, neredeyse kendisini kaybediyordu. | Open Subtitles | كلوي أمسكت به يستخدم نوعاً ما من مخدر في المدرسة و عندما واجهته بشأن المخدر هو تقريباً لم يعلم ماذا يقول |
Donanmanın kontrolü altında olan bir çeşit deney-- | Open Subtitles | أن البحرية بالتأكيد تجري نوعاً ما من التجارب |
Hayır, aynı fikirdeyim. bir çeşit kombinasyon kilidi olmalı. | Open Subtitles | لا، أنا أوفقك، لابد أن هناك نوعاً ما من الشفرات المتحدة معاً |
Açık ki burada bir çeşit sansür var. | Open Subtitles | من الواضح أن هناك نوعاً ما من الرقابة هنا |
bir çeşit insan ve yunus karışımı. | Open Subtitles | نوعاً ما من الخليط بين الإنسان والدولفين. |
Bence biftekler terbiyeli gelmiş Bu şarap, viski ya da bir çeşit alkol gibi kokuyor. | Open Subtitles | أعتقد أن شرائح اللحم تلك تم نقعها من قبل أقسم أن رائحة تلك تشبه رائحة النبيذ أو الويسكي أو نوعاً ما من الكحول |
Onu Tanzanya'da bulduğum ender bir tür. İnanılmaz Ölümcül Engerek. | Open Subtitles | وجدتة فى تانزانيا نوعاً ما من الحيوانات القاتلة |
İnsanlar onun bir tür özel bir güce sahip olduğunu düşünmeye başlıyor. | Open Subtitles | بدأ الناس يعتقدون أنه يملك نوعاً ما من القوى الخاصة. |
Bazıları bir tür altıncı his olduğunu düşünür. | Open Subtitles | أخرون يقولون أنها نوعاً ما من الحاسة السادسة |
Evet, antrenörlerden biri bir ara kuzenimi beceriyordu, yani bir nevi aileden sayılır. | Open Subtitles | آجل ، واحد من المدربين أعتاد علي مضاجعة أبنته عمي مما يجعله نوعاً ما من العائلة |