Williams'a mesajı bırakayım da Van Nuys'a gittiğinizi haber vereyim. | Open Subtitles | سأترك رسالة لـ ويليامز لأُعلمه أنك متوجهة لـ فان نويس |
- Gerekmez, Van Nuys'da 15 dakika sonra görüşmem var. | Open Subtitles | لقد ارتديت هذا الهراء فى رواية فان نويس فى غضون ربع الساعه هل هذا تمام؟ |
Valley de yaşarken, Van Nuys mahkemesine gider, idam edilen mahkumları izlerdik. | Open Subtitles | بين الحين والاخر, كان يفعل أمورا غريبة 'دات مرة, دهبنا الى محكمة 'فان نويس لرؤية اين يُحاكم المجرمون |
Ee, Doktor Angela Noyce, cerrah ve eski biyolog. | Open Subtitles | (دكتورة (أنجلا نويس أخصائية جراحة, وبيولوجية سابقة |
Sana bahsettiğim eleman George Noyce var ya en kötü durumda olanları burada tuttuklarını söyledi. | Open Subtitles | , الشخص الذي أخبرتك عنه جورج نويس) ؟ ) أخبرني أنّ هذا هو المكان الذي يبقون فيه أسوأ الأشخاص |
Kadın, 29, Olympia'dan Ann Nuyes . | Open Subtitles | إمرأة عمرها 29 سنة اسمها آنا نويس من أولمبيا |
Bugün bir seçme için Van Nuys'a gittim. | Open Subtitles | اليوم لقد ذهبت لمنطقة فان نويس لتجربة آداء |
- Çoğunlukla Van Nuys'da görev yaptım. - Seninle bir dava hakkında konuşmuştum. | Open Subtitles | عملنا في فان نويس غالباً لقد تحدثت إليك حول قضية |
Van Nuys'ta dün geceki kargaşaya yönelik soruşturmanın ilk bulguları olduğunu açıkladı. | Open Subtitles | بدأت تحدد الفوضى التي حصلت ليلة أمس بـ فان نويس |
Van Nuys'daki kaynaklarımız Nash'in kullanılmış silah sattığını söyledi. | Open Subtitles | مصادرنا في فان نويس قالت بإن ناش هو الرجل الذي كان بالوادي لمشاهدة طريق سريع, مررت به |
Victory ve Van Nuys kavşağına bir birim göndermenizi talep ediyorum. | Open Subtitles | وحدة عند تقاطع النصر وفان نويس. |
Carl Nash, eski polis. Van Nuys'dan. | Open Subtitles | ،كارل ناش محقق جرائم سابق، فان نويس |
Doğu Hollywood ile Van Nuys dükkanlarımızı aldı. | Open Subtitles | وأخذ اثنين من صالات الاستقبال لدينا... هوليوود الشرق وفان نويس. |
Van Nuys Comic-Con'unu hiç duymuş muydun? | Open Subtitles | مهلا، هل سمعت من فان نويس الهزلية كون؟ |
Van Nuys'daki Global Havaalanı'ndan. | Open Subtitles | من الهواء العالمي في فان نويس. |
Şizofreni hastası George Noyce ile uzunca muhabbet etmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه أجرى محادثة طويلة (مع مريض مصاب بالفصام , (جورج نويس |
Aslında, 2 hafta önce bir hasta, Noyce'un hikayelerinden birinden o kadar etkilendi ki tekme tokat girişti. | Open Subtitles | , في الواقع , قبل أسبوعين أحد المرضى وجل تماماً (من أحد قصص (نويس بأنّه يضربه |
- Noyce'u sen dövdürdün. - Öyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | (أنت من هاجم (نويس - بالطبع , لم أفعل - |
Elimde, dün Noyce ile yaptığın muhabbetin dökümü var. | Open Subtitles | لديّ نسخة من المحادثة التي دارت بينكما أنتَ و (نويس) بالأمس |
Bu Noyce'un ilk adı Doyle mu ? | Open Subtitles | يبدو أنّه أجرى محادثة طويلة مع مريض مصاب بالفصام , (جورج نويس) |
Ann Nuyes'un kalp amelyatı geçirdiğine dair bir kayıt yok | Open Subtitles | لا يوجد سجل يذكر بأن آنا نويس قد خضعت لعمل جراحي في القلب |