John 10 yıldır bizimleydi, ve herkes için konuştuğumu sanıyorum. | Open Subtitles | جون معنا منذ 10 سنوات، وأعتقد اني أتكلم نيابه عن الكل |
Senin için bütün kararları onlar mı veriyor? | Open Subtitles | هل يتخذون القرارات نيابه عن الفتيان الصغار مثلك؟ |
Pekala Batman, kusursuz olmayan bizler adına DVD'ni kırdığım için özür dileyebilir miyim? | Open Subtitles | حسناً يا باتمان نيابه عن جميع الغير مثاليين هل يمكنني أن أقول بأنني آسفة على كسر الدي في دي ؟ |
Eğer çok işi olursa da, yerine bir arkadaş göndereceğini söyledi. | Open Subtitles | وان كان مشغولا جدا , فسوف يرسل رسولا منه نيابه عنه |
Aynı zamanda, okul yerine bu evi satın aldım. | Open Subtitles | بتلر لى ، فى المقابل، سوف يكون .فى المدرسه نيابه عنى |
Ama sadece bu adamların hakkında konuşmak yerine Adam Mitchell'in buraya gelip bizlere konuşmasını rica ediyorum. | Open Subtitles | ولكن بدلا من الحديث عن هؤلاء الرجال أود من ادم ميتشل الحضور و الحديث نيابه عنا |
Pekala Batman, kusursuz olmayan bizler adına DVD'ni kırdığım için özür dileyebilir miyim? | Open Subtitles | حسناً يا باتمان نيابه عن جميع الغير مثاليين هل يمكنني أن أقول بأنني آسفة على كسر الدي في دي ؟ |
Eğer uyanmazsam, bunu benim için Kara'ya verir misin? | Open Subtitles | اذا لم استيقظ هل تمانع في اعطاء هذا لكارا نيابه عني؟ |
Çantayı alması için birini getirebilir ve hatta uzak durma ihtimaline karşı gözden kaçıramamak için bir de helikoptere ihtiyacımız var. | Open Subtitles | سنحتاج طائرة مروحية في حال حدث شيئا ما اذا خسرناه او اذا ارسل شخصا ما لسرقه الحقيبه نيابه عنه |
Burası hâlâ benim yurdum ve eğer naip Fransa için konuşamayacak kadar ödlekse o zaman ben konuşurum. | Open Subtitles | لازالت هذه بلادي , وان كان الوصي جبان جدا لأن يتحدث نيابه عن فرنسا , فسأتحدث انا |
Dyle, 98'de S.İ.O. adına üst düzey rehine kurtarma görevi için bir özel harekat birimi kurdu. | Open Subtitles | ...فى عام 1998 ..ذهب "ديل" مع وحده خاصه لانقاذ رهينه O D C نيابه عن |
Senin için ben söyleyeyim. | Open Subtitles | اذا سأقول هذا نيابه عنك |
Bırak, rozet senin için halletsin. | Open Subtitles | دع الشاره تعمل نيابه عنك |
Kocası David perişan hâlde. Bu yüzden, yerine sizinle benim konuşmamı rica etti. | Open Subtitles | لذا هو طلب مني اتحدث اليكم نيابه عنه |
Senin yerine ben yaparım, Tony. | Open Subtitles | سأقوم بهذا نيابه عنك,طونى |