Ama sizi temin ederim, ve çocuklarımın adı üzerine yemin ederim ki, sizin müşteri ya da emsilcilerinizden hiç birinin peşine düşme gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | لكن أؤكد لكم، وأقسم على أسماء أطفالي، أني لا أملك أيّ نية في ملاحقة عملائكم أو وكلائكم |
Size zarar verme gibi bir niyetim yok. En azından şimdilik. | Open Subtitles | ليست لديّ أية نية في أذيتكِ على الأقل ليس الان |
Benim tekrar evlenmek gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | تكما ترين ليست لدي نية في الزواج من جديد |
Yüzüme karşı itiraf edeceksin bana hiç bir zaman aşık olmadığını benimle evlenmeye hiç niyetin olmadığını beni aptal yerine koymaya çalıştığını. | Open Subtitles | سوف تعترفين أمامي أنك لم تكوني واقعة في غرامي أنك لم تكن لديك أي نية في الزواج بي |
Tabancayı Margolese'e vermeye niyetin yok. | Open Subtitles | أنت ليس لديك أي نية في إعطاء البندقية لمارغوليس |
Parçacık hızlandırıcıyı tekrar inşaa etmek gibi bir niyetiniz var mı? | Open Subtitles | ألديك أية نية في إعادة بناء مسرع الجزيئات؟ |
Kral Louis'in hiç isyanı finanse etmek gibi niyeti olmadığını yani. | Open Subtitles | بأن الملك لويس ليس لديه أي نية في تعزيز الأنتفاضة. |
İlişkine karışmak gibi bir niyetim yok ama bana doğru söyle. | Open Subtitles | ... ليس لديه نية في التدخل بعلاقة حبك لكن أخبرني الصراحه |
Açıklamam gerekirse, onunla evlenmek gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | في دفاعي ، انا لم تكن لدي نية في الزواج منها |
Seni kürsüye çıkarmak gibi bir niyetim olmadığının farkında mısın? | Open Subtitles | هل تدرك انه ليس لدي اي نية في وضعك على المنصة؟ |
Sana zarar vermek ya da küçük düşürmek gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | . ليس لدي نية في أهانتك ومضايقتك |
Sana silah taşıtmak gibi bir niyetim yok. Rahatlayın Bay Beale. | Open Subtitles | ليست لدي أي نية في جعلك تحمل سلاحاَ استرخي سيد " بيل " |
Onun karısı olmak gibi bir niyetim olmadığı için şanslıyım desene. | Open Subtitles | من حظّي أنه ليس لدي نية في تزوجه |
Ki bunu yapmaya hiç niyetin yok. | Open Subtitles | و الذي ليس لديك نية في إتخاذها |
Kaldı ki bunu yapmaya hiç niyetin yok. | Open Subtitles | و الذي ليس لديك نية في إتخاذها |
Çocuğu Viktor'a vermiş olabilirsin... ama onunla gitmesine izin vermeye niyetin olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | ربما أعطيت الصغيرة إلى "فيكتور" لكنك تعلم كما أعلم، بأنه لم يكن لديك نية في تركه يغادر معها. |
Deşifre makinesini vermeye niyetin yoktu! | Open Subtitles | لم يكن لديكَ أيّ نية في تسليم جهاز التشفير! |
Şimdi veya gelecekte, parçacık hızlandırıcıyı tekrar inşa etmek gibi bir niyetiniz var mı? | Open Subtitles | ألديك أية نية في إعادة بناء المسرع الجزيئي، سواء الآن أو في المستقبل؟ |
Kral Louis'in hiç isyanı finanse etmek gibi niyeti olmadığını yani. | Open Subtitles | بأن الملك لويس ليس لديه أي نية في تعزيز الأنتفاضة. |