| Bu klasik bir tip, modası geçmeyenlerden, bu yüzden balık sırtı deseninde, nikel kaplı olarak yaptık. | TED | هو نوعًا ما كلاسيكي، يفتقد للوقت ذلك النوع من الشخصيات، لذا استخدمنا صوف خشن متعرج ولكن في نيكل مصقول. |
| Bak şuna. nikel olaylarından bıktıysan beni bir ara. | Open Subtitles | تأكّد من هذا, عندما تكون متعب نيكل ودمينغ سيعطوني تعبير |
| Ne zaman salak bir şey söylersen kavanoza beş sent koyacağız. | Open Subtitles | كلّ مرة تتفوّه بشيء غبي ستضع عملة نيكل في تلك الجرّة |
| Süt, kaymak, peynir, hepsi bana ait. Ama beş kuruş görmüyorum! | Open Subtitles | حليب , كريم , جبنة كله مني و لا أرى نيكل |
| Hayır, içlerinden birisi beşlik değil dedim. | Open Subtitles | " لا, قلت واحد منهم ليس " نيكل لكن هو الآخر |
| Altı Ay Sonra ...Nickel Mines'taki birçok insanın hayatını değiştirdi. | Open Subtitles | بعدستةأشهر الحادثة المأساوية... التي غيرت حياة العديد في (نيكل ماينز). |
| Son kez arkanı topluyorum, Neal Nicol. | Open Subtitles | و هذه آخر مره التي أقوم بتنظيف من وراءك يا (نيل نيكل)! مرحباً (جاك) |
| Silah ve malzemeleri toplamak için bir şeye ihtiyacın varsa beş sente boş bir un çuvalı verebilirim. | Open Subtitles | إن أردت شيئاً لحمل المسدس، أستطيع أن أعطيك كيس طحين فارغ مقابل نيكل. |
| Ama Bender farklıydı. Bender'da %0.04 nikel katkısı vardı. | Open Subtitles | لكن بيندر كان مختلفاً كان لديه 4% شوائب نيكل |
| Çavdar kelimesinin Almanca "pompacı" ve "nikel" kelimelerinden türediğini ve "yellenen cin" anlamına geldiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أنّ تسمية الخبز الألماني مُشتقّة من كلمتيّ "بامبِر" و "نيكل" وهذا يُمكِن ترجمته تقريبيّاً إلى "شخص غبي"؟ |
| nikel Nikel'in %75'i bakırdır | Open Subtitles | في الواقع، القرش هو 75% نحاس، و25% نيكل. |
| Kâğıtlarda, yanlışIıkla On sent yerine beş cent yazmışım. | Open Subtitles | من دون قصد خفضّتُ نفقاتك بالدفاتر نيكل بدلاً من دايم |
| Hershey'in (çikolata markası) 5 sent olduğu günleri hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر عندما كان بامكانك شراء شيكولاتة هيرشي مقابل نيكل. |
| Ormandan çıkardığım her genç için bir beş sent alsaydım şimdiye kadar zengin olmuştum. | Open Subtitles | أتمنّى بأنّني كان عندي نيكل لكلّ مرّة أنا كان لا بدّ أن يسحبك تمزح خارج هذه الغابة. هي ستكون قطعة النيكل. |
| Komünist Parti, bu şovdan sendika ile anlaşma yapmadan bir kuruş bile alamayacak! | Open Subtitles | الحزب الشيوعي لن يرى نيكل من هذا البرنامج حتى نتحدث مع الأتحاد |
| Artık evsizim. Bundan sonra sokaklarda beş kuruş için dans edeceğim. | Open Subtitles | أنا مشرد، سأعيش في الشوارع أرقص مقابل نيكل. |
| Eskiden kavanoza yirmi beşlik atılırdı. | Open Subtitles | نيكل في مرطبان السباب - وكنا في السابق ندفع ربع دولار لمرطبان السباب |
| Ama birisi beşlik değil. Bunlar nedir öyleyse? | Open Subtitles | واحد منهم ليس " نيكل " ما هو ؟ |
| Sadece bir Nickel kabul eder Atlantic City'nin en önde geleni... | Open Subtitles | نيكل واحد يسمح لك بالدخول إلى... |
| Bu, ilgili bir eylemci tarafından Nicol'ün çöpünde bulundu. | Open Subtitles | وعثرنا على هذه من حاوية القمامة الخاصة بـ (نيكل) وهو ناشط مهتم. |
| İrlandalılar, beyaz adamın çeyrek dolara zencilerin on sente yaptığı işi beş sente yaparlar. | Open Subtitles | أيرلندى يفعل أى شيئ مقابل نيكل بينما يفعله الزنجى لأقل من نيكل بينما الرجل الأبيض اعتاد أن يحصل على ربع دولار لهذا العمل |
| Peshto ve Nikhil için. | Open Subtitles | إلى بيشتو و نيكل |
| Çünkü dün gece arabada bozukluk yemeye çalıştı. | Open Subtitles | لأنه ليلة أمس في السيارة حاول أن يأكل نيكل |
| Güven bana, Peter Bozukluk-Yiyen çok daha mutlu olacak. | Open Subtitles | ثقي بي، بتير نيكل ايتير سيكون أسعد |