Saat üç ziline kadar bekleyelim, sonra kimse farketmeden onu dışarıda yakalarız. | Open Subtitles | دعنا نَنتظرُ حتى جرس الساعة 3: 00 لذا يُمْكِنُ أَنْ نَأْخذَه بدون ما حد يلاحظ |
- Helikopteri bekleyelim. | Open Subtitles | نَنتظرُ المروحيةَ. |
Bizi aramalarını bekleyeceğiz. Talepte bulunduklarında, görüşeceğiz. | Open Subtitles | نَنتظرُ إتصالاً يُطالبونَ، و نَبْدأُ بالتَفَاوُض |
-Burada onların bizi bulmasını bekleyeceğiz. | Open Subtitles | نحن فقط نَنتظرُ هنا لهم لإيجادنا. |
Senin hukuk fakültesi başvurun için bekliyorduk. | Open Subtitles | نحن نَنتظرُ لتطبيقك بكليةِ الحقوق أَنا على لجنة القبولِ. |
- Sorun değil. beklerken köpek bana birkaç fıkra anlattı.. | Open Subtitles | الكلب أخبرَني نكتتان مضحكتان بينما نحن كُنّا نَنتظرُ. |
Ve şimdi şampiyonun ringe gelmesini Bekliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نَنتظرُ الآن البطل للمَجيء إلى الحلبةَ. |
Bu imkansız! Bence bekleyelim. | Open Subtitles | أقترح بأنّ نَنتظرُ. |
Onun peşine düşmeden önce Fred'in ne bulacağını görmek için bekleyelim. | Open Subtitles | (دعنا نَنتظرُ لرُؤية ما تجده (فريد قبل مُطَارَدَتها |
Shaun'u bekleyelim. | Open Subtitles | دعنا فقط نَنتظرُ شون. |
Yarına kadar bekleyelim. | Open Subtitles | دعنا نَنتظرُ حتى غداً. |
- Hayır, bekleyeceğiz. | Open Subtitles | لا. أَقُولُ ان نَنتظرُ. |
bekleyeceğiz. | Open Subtitles | أَقُولُ ان نَنتظرُ. |
Şimdi bekleyeceğiz. | Open Subtitles | الآن نَنتظرُ. |
Öyleyse bekleyeceğiz. | Open Subtitles | لذا نَنتظرُ. |
Rohan,uzun zamandır aramanı bekliyorduk. | Open Subtitles | روهان، نحن كُنّا نَنتظرُ مكالمتك هذه لوقت طويل. |
Bütün dönem bunu sormanı bekliyorduk. İyi. | Open Subtitles | نحن نَنتظرُ كُلّ فصل دراسي جديد لكي تقول لنا ذلك |
Telefon geldiğinde sorgu yargıcını bekliyorduk. | Open Subtitles | نحن كُنّا نَنتظرُ القاضي عندما النداء جاءَ فيه. |
Bu hamur işlerini beklerken yaptım... | Open Subtitles | جَعلتُ هذه المُعَجّناتِ بينما نحن نَنتظرُ... |
Washington'dan emir çıkmasını beklerken, kendi sahamızda kötü bir adamı yakalayıp, sonra da onun kaçmasını izlemek yok artık. | Open Subtitles | لا أكثر الذي يَحْصلُ على الرجالِ السيئينِ مَسكَ في مَشاهدِنا، ثمّ يُراقبُهم يَهْربونَ بينما نَنتظرُ شخص ما في واشنطن للإصْدار الطلب. |
- Bir buçuk saattir Bekliyoruz. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ نحن نَنتظرُ منذ سّاعة ونِصْف ـ أعْرفُ ذلك |
Radyo müdürünün onayını Bekliyoruz. | Open Subtitles | نعم. نحن نَنتظرُ لإشارةِ البدء النهائيةِ مِنْ مديرِ محطتِي، وبعد ذلك |