Cep telefonu taşısaydın seni bulmak çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من السهل كثيراً العثور عليك إذا حملت هاتفاً نقالاً |
Artık Afrika'da herkesin cep telefonu var. | TED | الجميع في إفريقيا الآن يملك هاتفاً محمولاً اليوم. |
Burundi'de bir hapishaneye gittim ve 12 yaşında olan bir çocuk değildi bu sefer 8 yaşında bir çocuk cep telefonu çaldığı için hapse girmişti. | TED | في بورندي ذهبت الى السجن ولم يكن الأمر حول صبي عمره 12 عاماً، بل 8 أعوام لسرقته هاتفاً محمولاً |
40 izi sürülemeyen restoran rezervasyonu yapmak için 40 kullan at Telefon aldın. | Open Subtitles | واشتريت 40 هاتفاً ذا استعمال واحد لحجز 40 طاولة عشاء لا يمكن تعقبها |
Bir bakalım. Cep telefonun olmadığına göre mutfaktasın ya da yatak odalarının birinde. | Open Subtitles | حسناً، أعلم أنك لا تحمل هاتفاً خلوياً، لذا لربما تكون بالمطبخ |
Su geçirmez telefonum var, traş oldum, dişlerimi fırçaladım ve J.Crew'den çino pantalonlarından sipariş ettim. | Open Subtitles | لذلك جلبت هاتفاً مضاداً للماء وحلقت ونظفت أسناني وطلبت بنطالاً من ج. كرو. |
Kayınbiraderimin telefonu yok, ama bu numaradan ona ulaşılabiliyor. | Open Subtitles | أخو زوجتي لايملك هاتفاً ولكن عندما نحتاجه نستطيع دائما أن نوصل له على هذا الرقم. |
Paulie telefondan nefret ediyordu. Evinde telefonu yoktu. | Open Subtitles | كان بولي يكره الهواتف حيث لم يكن لديه هاتفاً ببيته |
Bana Telefon numarasını vermedi, çünkü telefonu yok. | Open Subtitles | لم يعطني رقم هاتفه لأنه لا يمتلك هاتفاً. |
Bi cep telefonu al diyoruz, onu bile almıyosun ya. | Open Subtitles | نقول لك اشترى هاتفاً نقَّالاً، وحتى هذا لا تفعله |
İki çocukta da cep telefonu veya çağrı cihazı bulunmuyormuş. | Open Subtitles | لا أحد من الصبيان يحمل هاتفاً أو جهاز نداء |
Sonra da tüm bu külfete karşılık telefonu da çalmaya karar vermiş. | Open Subtitles | بعدها قرّرت أن تسرق لنفسها هاتفاً جديداً مقابل عنائها |
Cep telefonu almamak konusunda anlaştığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا متفقان على ألا نحضر لها هاتفاً خلوياً |
Traunitz Telefon alacağını söylüyor, ben de Gabriel'e katılıyorum. | Open Subtitles | ترونيتز تقول بأن ذلك الشخص كان ليأخذ هاتفاً مغه و أنا بدوري أتفق مع جابرييل |
Bak çocuk, bir Telefon bulup polisi çağırabilirsin. İyi misin? | Open Subtitles | يمكنك يا فتى أن تجد هاتفاً وتتصل بالشرطة |
Cep telefonun olmadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | الجميع يرسلون رسائل لبعضهم هذه الأيام , لا أصدق أنك لا تملك هاتفاً خلوياً |
Cep telefonun yok, değil mi? Ona bir tane ayarlayın. | Open Subtitles | أنت لا تملك هاتف متحرك, أحضروا له هاتفاً |
- Telefonuna cevap verseydin... - Artık iş telefonum yok. | Open Subtitles | ــ ربما لو أجبتِ هاتفك ــ لم أعد أمتلك هاتفاً للعمل |
İkimiz de fakiriz. Benim cep telefonum yoktur. | Open Subtitles | نحن أيضاً فقراء وليس لدينا هاتفاً خليوياً. |
Bütün yol boyunca onu aramak için telefona uzanmaya devam ettim | Open Subtitles | طوال طريقي إلى هنا كنت أحاول أن أجد هاتفاً لأتصل بها |
Dinle, cep telefonunu açık tut. ASAC'in numarası var. 30 dakika | Open Subtitles | حسناً، جد هاتفاً خليوياً وسأوافيك بعد 30 دقيقه |
Yani, eski bir telefonunuz varsa, onu atmadan önce seçeneklerinizi düşünmek isteyebilirsiniz. | TED | إذاً، فإن كنت تملك هاتفاً قديماً، ربما قد ترغب في النظر في اختياراتك قبل رميها بعيداً. |
Telefonumuz olsaydı ev sahibini arayıp şikâyetini iletebilirdin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتصل بمالك الأرض وتشتكي إليه، هذا إن كنا نمتلك هاتفاً هنا |
Şimdi benzin biterse, bilin bakalım kimin Telefonları şarjlı olacak? - Tam şarjlı. | Open Subtitles | و الأن إذا نفذ الوقود من سيملك هاتفاً مشحوناً ؟ |