Telefonunu tuvalette düşürdüğünden korkmaya başlamıştım. | Open Subtitles | بَدأَت ان اخاف انك اسَقطتَ هاتفكَ في المرحاضِ |
Telefonunu, kemerinden çıkarıp bir zahmet ceketinin cebine koyar mısın? | Open Subtitles | هل يُمكنُكَ تحريك هاتفكَ من الحزام إلى جيب سترتك؟ |
Telefonunu ve silahını alıp pencereden dışarı fırlatacaksın. | Open Subtitles | ستأخذ هاتفكَ وسلاحكَ وسترميهم خارجَ النافذة |
O pahalı Telefonun tam olarak nereyi gösteriyor? | Open Subtitles | هاتفكَ الفاخر إلى أين يُشير بهذه الاحداثيات بالضبط؟ |
Telefonun olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن لديكَ هاتف. اعطني هاتفكَ. |
Cep telefonuna ihtiyacım var. | Open Subtitles | إستمعْ، أَحتاجُ لإسْتِعْاَرة هاتفكَ الخلوي. |
- Telefonunuzu alıyorum efendim. | Open Subtitles | السيد، أَحتاجُ للأَخْذ هاتفكَ. |
Durmak için bir kere çaldıracağım. Telefonunu titreşime al. | Open Subtitles | إشارة الإلغاء ستكون رنّة هاتفيّة واحدة، فتأكّد أن يكون هاتفكَ بوضعيّة الاهتزاز. |
Bulunmak istemiyorsan, Telefonunu kapatman yetmez. | Open Subtitles | إن كنت لا تريد العثور عليكَ, لا يمكنك إغلاق هاتفكَ فحسب. |
Tamam, peki, Telefonunu kullanmayı bir süreliğine bırak, tamam mı? | Open Subtitles | نعم، حَسناً، يُؤجّلُ الإسْتِعْمال هاتفكَ لفترة، موافقة؟ |
Telefonunu mu kaybettin bilmiyorum ama gerçekten şu anda seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | لا أعرف إنْ كنتَ قدْ فقدتَ هاتفكَ لكنني فعلاً بحاجة للتكلم معك الآن |
Telefonunu al. Burada görülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنهض، وخذ هاتفكَ ولا يوجد ما تراه هنا |
Peki, Telefonunu verirsen kaydederim. | Open Subtitles | نعم، أعطني هاتفكَ فحسب سأدخلُ رقمي فيه |
Cep Telefonunu alabilir miyim? | Open Subtitles | هَلّ بالإمكان أَنْ أَرى هاتفكَ الخلوي؟ |
Telefonun, arabanın gasp edildiği lokanta yakınlarındaki bir baz istasyonu ile bağlantı kurmuş. | Open Subtitles | شاهدْ، هاتفكَ... تَجوّلَ إلى a برج خليةِ قُرْب المطعمِ حيث عائلة كولمان سُرِقَ سيارات، |
Tatlım, Telefonun çalıyor. | Open Subtitles | العسل، دقّ هاتفكَ. |
Telefonun sürekli kapalıydı da. | Open Subtitles | هاتفكَ كَانَ مغلقاً كلّ الوقت |
Bana yine telefonuna baktığını söyleme! | Open Subtitles | أخبرني بأنكَ لا تتفقد هاتفكَ الخلوي مجدداً |
telefonuna cevap vermedin. Gerçekten seninle konuşmak gerek. | Open Subtitles | " لم تُحيب على هاتفكَ " " وأودُ حقاً التحدثَ إليكَ " |
telefonuna yüklediğim "arkadaşını bul" uygulaması vardı ya? | Open Subtitles | تذكّرْ بأنّ " يَجِدُ صديقَكَ " app وَضعتُ على هاتفكَ الخلوي؟ |
Neden cep Telefonunuzu kullanmadınız? | Open Subtitles | لماذا أنت فقط إستعملتَ هاتفكَ الخلوي؟ |
Telefonundaki son aranan numaralara bakarsam her hangi bir savcının arandığını görmeyeceğim... | Open Subtitles | إذا ألقيتُ نظرة على هاتفكَ وفحصتُ الأرقام المتّصل عليها مؤخّراً فلن أجد أيّ مكالماتٍ إلى... |
Yok, ben telefon numaranı diyordum. | Open Subtitles | لا، أنا كُنْتُ اتكلمً حول رقمِ هاتفكَ. |
Geldiğinde ona harika göründüğünü söyle, ...ve mesela telefonundan bir film seyretmek için molaya ihtiyacın olursa, ...ona halletmen gereken "çok acil kişisel bir meselen" olduğunu söyle. | Open Subtitles | و إن أردتَ استراحةً، لمشاهدة فيلم على هاتفكَ مثلاً، أخبرها أنّ لديكَ أمراً شخصيّاً عاجلاً -مرحباً |