Elimde sadece bir kişiye ait bir telefon numarası vardı. | TED | وكان بحوزتي رقم هاتف واحد فى الواقع لشخص واحد |
Bangladeş'de o zamanlar her 500 kişiye, bir telefon düşüyordu. | TED | وتبين , أنه كان هناك هاتف واحد في بنغلاديش لكل 500 شخص. |
Hepsi tamamen kontrolden çıktı. Sadece bir telefon numarası olduğu ve bir telesekreter olduğu günleri özledim. | Open Subtitles | أفتقد اليوم الذى يكون لدي فيه هاتف واحد وماكينة رد ألية واحدة |
Tek bir telefon hattını 12 modeme paylaştırarak cebimden para çaldın. | Open Subtitles | لقد سرقت المال من جيبي حينما سمحت ل 12 موزعا ان يتشاركوا خط هاتف واحد |
Tek bir telefon hattından 50 kullanıcıya izin veren bir santral yazılımı. | Open Subtitles | برنامج تقسيم يسمح الى 50 مستخدما باللعب على خط هاتف واحد |
Böylece sadece bir telefon numarası hatırlamam gerekecek. | Open Subtitles | حتى أضطر لحفظ رقم هاتف واحد فقط. |
Al, bu bir telefon numarasından çok daha kötüsü. | Open Subtitles | آل انها أسوأ بكثير من رقم هاتف واحد |
-Bir dakika, bir telefon hâlâ acik. | Open Subtitles | هناك هاتف واحد يعمل ؟ |
Sadece bir telefon mu var? | Open Subtitles | الديكم هاتف واحد فقط ؟ ؟ |
Sadece bir telefon. | Open Subtitles | فقط هاتف واحد |