Halverson mağazasının önünde yürüyordum... ve sahibi yanıma geldi, ve bana modellik teklif etti. | Open Subtitles | كنت مارا بجوار مركز هالفرسون فأتى المالك صوبي مباشرة وعرض علي العمل كعارض أزياء |
Yani eğer Bay Halverson bana bir uzaylı işi teklif etseydi... hayır derdim, çünkü o senin rüyan. | Open Subtitles | أعني ، لو أن السيد هالفرسون عرض علي العمل كرائدة فضاء كنت لأقول : لا لأن هذا حلمك |
Bay Halverson olduğunu nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف علمت بأنه السيد هالفرسون ؟ |
Halvorsen, çocuklara küçük paraşütlerle atacağı şekerleme ve çikolatalarla döneceği sözünü verdi. | Open Subtitles | وعد (هالفرسون) الأطفال أنهم سيعودون لهم بالعلكة والشوكولا ليلقونها بمظلات صغيرة |
'Halvorsen'in Şekerleme Bombardımanı Uçağı' haberi çabuk yayıldı. | Open Subtitles | سرعان ما ذاع صيت كلمة (هالفرسون) قاذف الحلويات |
Çünkü ben, "Siz Bay Halverson mısınız?" dedim | Open Subtitles | لأنني سألت : أأنت السيد هالفرسون ؟ |
- Teşekkürler Donna. - Bana Bay Halverson seni aşığı olarak istiyor gibi geldi. | Open Subtitles | شكرا لك دونـــا - يبدو أن السيد هالفرسون يريدك عشيقا له - |
Çünkü o Bay Halverson'dı. | Open Subtitles | لأنه كان السيد هالفرسون |
Halverson sözleşmesinde bazı noktaları unutmuşsun. | Open Subtitles | نسيت ان توقع بعض العقود في صفقة (هالفرسون) |
Halverson sözleşmesiyle ilgili yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | لدي الكثير من العمل في صفقه (هالفرسون) |
Tahmin edin, Bennett Halverson Tucson Teknoloji'de kimle kalıyor. | Open Subtitles | (خمني من شريكة (بينيت هالفرسون |
Teşekkür ederim, Dr. Halvorsen. | Open Subtitles | شكراً لك يا دكتور "هالفرسون". |