| Hani şu Van Halen grubundan aptal pantolonları giydiği için atıldıktan sonra daha da ünlü olan adam gibi mi? | Open Subtitles | مثل ذلك الشخص الذي طرد من فان هالين لإرتدائه السراويل بشكل غبي لكنه اصبح بعد ذلك مشهوراً جداً |
| lron Maiden, Mötley Crue, Van Halen. | Open Subtitles | أیرون میدن، موتلي كرو، فان هالين. |
| - Beni anlamıyorsun sen. Hallen'le tamamıyla aynı şeyleri söyledi. | Open Subtitles | قال نفس كلام (هالين)، انظر لقد استجوبتُ الكثير من الحمقى |
| - Olay yerine göre, kongre üyesi Hallen'in oğlu, Jamie. | Open Subtitles | وفقاً لوحدة التحقيق، ابن عضو الكونغرس (هالين)، (جيمي) |
| Evet, umarım Helen aynanın sahibini kızdırmamıştır. | Open Subtitles | نعم،عندما رأته هالين غضب عليها الذى كان فى المرآة |
| -Biliyorum. Helen, Maddie'yi gerçekten okuldan atabilecek bir kişi. | Open Subtitles | هالين هي الشخص الوحيد الذي بإمكانه طرد مادي |
| Halling, merhaba. Konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هالين مرحبا هل استطيع التحدث؟ |
| Ne çeşit bir evrende Eddie Van Halen'in çift el arpej tekniğini uygulamak kesinlikle hiç bir şey yapmamak olarak sayılıyor? | Open Subtitles | وفي أي كون معقد "يعتبر التدريب على تقنيات "إيدي هالين باستخدام اليدين معاً لا شيء على الإطلاق"؟" |
| Bu tanım Bach'a uyduğu kadar Eddie van Halen'e de uyuyor. | Open Subtitles | أن يصف باخ وكذلك فان هالين. |
| David Lee Roth bırakınca, Van Halen bitti dediler ama çalınmaktan yıpranmış "Right Now" CD'm yanıldıklarını gösteriyor. | Open Subtitles | لقد قالوا بإن فرقة فان هالين" أصبحت ميتة" (بعد أن تركها (ديفيد لي روث لكنّي أقول |
| İnsan zihni Van Halen grubu gibidir. | Open Subtitles | (عقل الإنسان يشبه تقريباً (فان هالين إن أخذت منها قطعةً واحدة |
| Van Halen'ın "Hocaya hastayım" şarkısının sözleri düşünürken harcadığım sayısız saatleri nasıl unuturum? | Open Subtitles | ومَن يُمكن أن ينسى عدد الساعات التي لا تُعدّ بالتفكير في كلمات أغنية (فان هالين) "هُوت فور تيتشر". |
| Ya da Rönesans kıyafetleri içinde bir Van Halen. | Open Subtitles | او فان هالين في زي عصر النهضة |
| Şunu demek istiyorum, Jamie Hallen'in arabasında iki farklı parmak izi vardı. | Open Subtitles | كما أسلفتُ الذكر، كان هنالك مجموعتان من البصمات على سيارة (هالين)، |
| Bence Bannerman, Hallen ile bir şeyler yapıyor. | Open Subtitles | أعتقدُ أن (بانيرمان)، كان يفعل شيئاً مع (هالين) |
| Jamie Hallen, uçaktaki tek yolcuymuş. | Open Subtitles | (جيمي هالين) هو الراكب الوحيد حسب القائمة |
| - Hallen Svaden Svanson Bloom. | Open Subtitles | يونسن تالين هالين سفادين سفانسن بلوم) |
| - Bizim cinayet kurbanı Claire Ryan'in kongre üyesi Hallen'in oğlu Jamie'yle bağlantısı var. | Open Subtitles | -ضحية جريمة القتل (كلير راين )... إنّها متصلة بابن عضو الكونغرس (هالين)، (جيمي) |
| Helen'in ne dediğini hatırlıyor musun, Rodg? | Open Subtitles | هل تتذكر ما قالته هالين يا رودجر؟ |
| Tam olarak. Zavallı Helen. | Open Subtitles | بالضبط, يا لـ"هالين" المسكينة |
| - Kendisi abim olur. - Helen? | Open Subtitles | أنه أخى الاكبر - هالين - |
| Düşüncelerin için teşekkür ederim, Halling. | Open Subtitles | أشكرك لتعاونك هالين |