Bir uçak ile 14 saat boyunca uçtum ve işte buradayım. | Open Subtitles | لقد استقليت طائرة وبعد 14 ساعة من الصلاة ها أنا ذا |
Gerçekten başkalarının vergilerini yapacağımı hiç düşünmemiştim, fakat işte buradayım. | TED | لم أعتقد في حياتي أنني سأنظم ضرائب غيري ولكن ها أنا ذا. |
Hep önemli olmak istedim. İşte buradayım! | Open Subtitles | كل حياتي أردت أن أكون شخصاً مهماًَ و ها أنا ذا |
Başlıyorum, baba. Bak bakalım, şov zamanı. | Open Subtitles | ها أنا ذا يا أبي, انظر إليّ, حان وقت العرض. |
# Look out, baby 'Cause here I come # | Open Subtitles | إحذري يا حبيبتي ** ** لإنّني ها أنا ذا |
Git, "İşte Ben geldim." de olsun bitsin. | Open Subtitles | فلتتباهي قائلة ها أنا ذا يا عاهرات ، وقومي بالأمر على أكمل وجه |
İşte geldim günün haberleri televizyonumun ekranında kim vardı bakalım? | Open Subtitles | ها أنا ذا أشاهد نشرة الأخبار ومن يظهر على شاشة تلفازي؟ |
- Kurabiye pişiriyordum ve sen olmasan burada olmazdım diye düşündüm ve Geldim işte. | Open Subtitles | لقد كُنتُ أخبزه وفكرت لما لا أتي الى هُنا أن لم يكُن بسببك لمن أذن ، لذا ها أنا ذا |
ben buradayım, yeni bir hayatta, ve sen hala eski şarkıları söylüyorsun. | Open Subtitles | ... ها أنا ذا في حياة جديدة وأنت لا زلت تتغنى بالماضي |
İşte geliyorum. | Open Subtitles | حسبك، ها أنا ذا! |
İşte buradayım, artık Springfield'de yeni bir hayata başlayacağım! | Open Subtitles | ها أنا ذا ، على وشك بدأ حياتي الجديدة في سبرنغفيلد |
İşte buradayım, onu harcayacağım onca şeyden bahsediyorum. | Open Subtitles | لذا ها أنا ذا, أنا أتكلم عن كل الأشياء التي سأنفقها عليه |
İşte buradayım. Başarısız olmuş vampir avcı/içki ahbabı. | Open Subtitles | ها أنا ذا صيّاد فاشل، وصديق سُكرٍ لمصّاصين الدماء. |
Benim seçimim değildi. Annemin seçimiydi. İşte buradayım. | Open Subtitles | إنه لم يكن ذلك إنه إختيار أمي، لذلك، ها أنا ذا |
Tam da asla olmayacağını sandığın yerde son buluyor ama işte buradayım, buradayım. | Open Subtitles | ينتهي الأمر بك حيث لم تعتد و لكن ها أنا ذا ها أنا هنا |
Konuşacak acil bir mesele olduğunu söyledin, işte buradayım. | Open Subtitles | أنتِ ضمنتِ بأن هناك شيئ عاجل لمناقشته، لذلك ها أنا ذا. |
Ve işte buradayım, ...masada senin karşında oturuyorum. | Open Subtitles | والآن ها أنا ذا جالس أمامك على الطرف الآخر من الطاولة |
# Tekrar Başlıyorum Sadece zamanımı harcıyorum | Open Subtitles | ? ها أنا ذا ثانية ? ? |
#'Cause here I come Get ready # | Open Subtitles | لإنّني ها أنا ذا ** ** إستعدّي |
"İyi günler bayım, Ben geldim. Biraz Hollanda püresi alabilir miyim?" | Open Subtitles | "مساء الخير يا سيدي، ها أنا ذا أيمكنني الحصول على بعض البطاطا المهروسة الهولندية؟" |
Bana gelmemi söyledin ve işte geldim. | Open Subtitles | اخبرتني أن آتي، لذا ها أنا ذا |
Geldim işte. Ne istiyorsun? | Open Subtitles | ها أنا ذا هنا الآن، ما تريدين؟ |
Öyleyse çak o zaman. ben buradayım. | Open Subtitles | أقول لكي أنكي لو شعرتِ كذلك، عندها ها أنا ذا أمامكِِ، أفعليها |
İşte geliyorum, koltuk. | Open Subtitles | ها أنا ذا أيتها الأريكة! |
"Uzaktan, geceden ve sabahtan Orada on iki rüzgarlı gökten, Beni işleyen hayatın hamuru Buraya fısıldadı: işte burdayım. | TED | من بعيد، من المساء إلى الصباح من السماء ذات الرياح الاثني عشر هنالك، أمور الحياة نسجتني من أسفل هذا الجانب؛ ها أنا ذا. |