Adli tıptan bir grubun gelip bütün Bu taşları fırçalamasını istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريد فريق الطب الشرعي ليأتي و مسح كل هده الصخور |
Bu yaptığın salakça şaka, şimdiye kadar yaptığın en bencilce şey! | Open Subtitles | هده المزحة الغبية هي الاكثر أنانية من اي شيئ فعلته سابقا |
Hattâ, Bu Belgesel dalındaki Oscar aday formunu dahi dolduramayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى ملأ هده الإستمارة لأجل اوسكار الأفلام الوثائقية |
Birçok kişi Bu hikâyenin gerçekten yaşanıp yaşanmadığını merak ediyordur. | Open Subtitles | أراهن كثيرا بأن الناس يتسألون هل حقا هده القصة حدثت؟ |
Zaten Bu tür şeyler için... .. telefonumdaki hesap makinesi kullanırım ben. | Open Subtitles | ولكل حال انا دائما استعمل الالة الحاسبة في هاتفي لمتل هده الاشياء |
Hadi ama! Bu bizim olayımız! Bunu seversin sen. | Open Subtitles | لا بحقك هده لعبتنا الخاصة أنت تحبين هذا الامر |
-Kelso, sen o silahı Bu arabanın içinde ateşle, ve ben de kenara çekip seni bir güzel pataklayım. | Open Subtitles | كيلسو ، ان اطلقت النار. في هده السيارة. ساقوم بتوقف جانباً. |
Bu sene sivilcesiz yılım ve nedenini de bilmek ister misin? | Open Subtitles | أنا الأن خالي من حب الشباب هده السنة و تريدون معرفة السبب ؟ |
Hepiniz buraya bakıp Bu yığın arasından özellikle hoşunuza giden bir fotoğraf olup olmadığını söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | يمكنكم النظر هنا وإخبراي هل هناك صور أخرى في هده المجموعة, احبها بشكل خاص |
Ancak onlardan çok daha güçlü olursanız, Bu dünyada hayatta kalabilirsiniz. | Open Subtitles | وبتعبير اخر يجب ان تكون الاقوى لتنجو بين الدببة في هده الارض |
Tüm Bu görkemli yaratıklar Timothy Treadwell tarafından filme alınmıştır , tam 13 yaz boyunca boz ayılarla yaşayan kişi. | Open Subtitles | كل هده المخلوقات الساحرة قام بتصويرها تيموثي تريدويل الدي عاش مع الدببة البرية طيلة 13 صيفا |
Treadwell kendisini, Bu yerin koruyucusu olarak görüyordu, ve tıpkı beyazatlı bir prens gibi davranıyordu. | Open Subtitles | ظل تريدويل يعتبر نفسه حارس هده الارض ونصب نفسه الامير الشجاع |
Fakat tüm Bu bölge, Katmai Ulusal Parkı nın bir parçası olarak, federal düzeyde korunan bir alandı.. | Open Subtitles | لكن هده الارض تحولت اليوم الى محمية طبيعية تنتمي للحديقة الوطنيية لكتماي |
Bu durumdaki ayılar, zorunda kalırlarsa, hayatta kalmak için, insanları öldürüp yiyebiliyorlar. | Open Subtitles | هده الدببة عندما تخضع لغريزة البقاء تقتل و تأكل حتى الانسان |
Ayı vurulduktan sonra, uyuşturucu verildi ve Bu bölgedeki diğer ayılarca yenildi. | Open Subtitles | هي للدب الدي تم قتله بالرصاص والدي التهمته دببة اخرى من هده المنطقة |
Ani yükselmelere ve inişlere ihtiyacım var. Bu hayatımın bir parçası, kişiliğimin bir parçası." | Open Subtitles | يجب ان اكون عاديا هده التقلبات جزء من شخصيتي |
Yıllar boyu yapmış olduğu kamera kayıtları içinde Bu, Tradewell in davetsiz misafirlerle en yakın karşılaşmasıdır. | Open Subtitles | من بين كل هده التسجيلات التي تمت على مدار سنوات هذا أقرب مشهد لتريديول مع الغرباء |
Bence Bu sinir yatıştırma molasını ciddi ciddi düşünmelisin. | Open Subtitles | أنت تعلم، أنا أظن بأنه عليك إعادة الإعتبار لفترة الراحة هده كلها |
Hayır, sen gelip beni Bu kelepçelerden kurtarana kadar. | Open Subtitles | لا،لا لآيمكنني حتى تنزلي عندي هنا و اجلبي معك المفتاح لتخلصيني من هده الأصفاد |
Ama lütfen Bu tek seferlik ekstra ödülü kabul et. | Open Subtitles | مع دلك، إقبل من فضلك في هده المرة فقط هدية إضافية |