Düğün hediyesi seçmek kolay bir iş değildi, Kimmy. | Open Subtitles | إخْتياَر هديةِ الزفاف المثاليةِ كَانتْ لا مفخرةَ سهلةَ، كيمي. |
İsimsiz bir White House elemanının doğumgünü hediyesi önerilerini içeren bir emaili ifşa ettiniz. | Open Subtitles | كَشفتَبريدإلكتروني يتضمن هديةِ عيدِ ميلاد تقترح مساعدي بيت أبيض غير مسمين. |
Bob ve Faye Bing bize düğün hediyesi almış. | Open Subtitles | أصبحنَا a زفاف هديةِ مِنْ بوب و فاي بنج. |
Donna, bir ayrılma hediyesi özel bir şey olmalı, anlamlı, kişisel. | Open Subtitles | d onna، a سَفَر هديةِ يَجِبُ أَنْ يَكُونُ شيءُ خاصُّ، الشخصي ذو المغزى. |
- Bu yaşlı papazın aldığı en güzel Noel hediyesi bu. | Open Subtitles | إنَّ هذهِ هي أفضلُ هديةِ ميلادٍ - قد حصل عليها (تشابلين) العجوز |