Ama Polly bana çok özel bir hediye vermişti: yalnız olmadığım bilgisi ve kürtajın konuşabileceğimiz bir konu olduğu gerçeği. | TED | لكن بولي أعطتني هدية مميزة جدا: لقد أخبرتني أنني لستُ الوحيدة ومن ثم أدركت، أن عملية الإجهاض أمرٌ يمكننا التحدث عنه |
Ve kendime çok özel bir hediye almak için 200 dolara ihtiyacım var. | Open Subtitles | و أنا بحاجة لمائتين كي أشتري لنفسي هدية مميزة جداً |
Sana, arkadaşlığımızı ve ulusal anlayışımızı ifade eden çok özel bir hediye vermek istiyorum. | Open Subtitles | الآن أود أن أقدم لك هدية مميزة جداً رمز مني لصداقتنا وتفاهمنا الدولي |
Doğum günümdü ve ailem bana çok özel bir hediye almışlardı. | Open Subtitles | كان عيد ميلادي وأحضر لي والداي هدية مميزة |
Sana kimsenin sunamayacağı özel bir hediye vereceğim. | Open Subtitles | سأعرض عليك هدية مميزة لا يمكن لأحد عرضها |
Şimdi,işte sadece senin için özel bir hediye, | Open Subtitles | والاّن، هذه هدية مميزة فقط من أجلك |
Pekala bakalım sana özel bir hediye, Bulabilecek miyiz? Hemen bakıyorum,Noel Baba. | Open Subtitles | نعم - حسنا دعينا نرى اذا امكننا ايجاد هدية مميزة جدا لك - ساتولى الامر سانتا كلوز يظهر انها دمية |
Sizlere özel bir hediye getirdim, tamam mı? | Open Subtitles | أحضرت لكم يا رفاق هدية مميزة حسنً ؟ |
Ona napalmdan özel bir hediye hazırlayalım. | Open Subtitles | اصنعوا له هدية مميزة من هذا النابالم |
Yanımda dursun, özel bir hediye bu. | Open Subtitles | أظنني سأتمسك بها. إنها هدية مميزة. |
bizde sana özel bir hediye getirdik. | Open Subtitles | أحضرنا لك هدية مميزة . |
Lilya, Belikov için özel bir hediye. | Open Subtitles | (ليليا) هدية مميزة من أجل (بيليكوف) |