Evet. Bu tıpkı Coney Adası'nda kasırgaya tutulmak gibi bir şey. | Open Subtitles | أجل ، هذا أشبه بركوب لعبة الثعبان في الملاهي |
Bu tıpkı Yuma'da kum fırtınasına tutulmak gibi bir şey. Boston'da okuduğum bir kitap gibi! | Open Subtitles | (هذا أشبه بركوب أعصار رملي في (يوما (كما قرأت عنه من كتاب عندما كنت في (بوستن |
Kulağı sağır birini, konsere götürmek gibi bir şey bu. | Open Subtitles | هذا أشبه بحضور أحدهم لحفل موسيقي وهو أصمّ |
Birine Tanrıya inanıp inanmadığını sormak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | هذا أشبه بالسؤال عن فيما يؤمن المرء؟ |
bu büyük oranda sizin de kağıdınıza çizdiğiniz şeye benziyor, değil mi? | TED | هذا أشبه بما ينبغي أن يكون قد رُسم على قطعة الورق الخاصة بكم إلى حد كبير. |
Kaybolduğunu sanmıştım. - Sanki bu bir mucize. | Open Subtitles | حسبتها ضاعت هذا أشبه بمعجزة |
Burası daha çok geçmişte kalmış ve inanılmaz derecede güçlü bir uygarlık anısına dikilen bir anıt. | Open Subtitles | هذا أشبه بتمثال لحضارة قوية جداً وزائلة منذ وقت طويل |
Fil ile kaleyi karşılıklı feda etme açmazı gibi yani. | Open Subtitles | إذًا هذا أشبه بدفاع شطرنجيّ قوامه فيل ورُخّ. |
Bu tıpkı "Mona Lisa'yı gördün mü?" diye sorulunca "Evet, annemde posteri vardı." demen gibi. | Open Subtitles | هذا أشبه بقولك "هل رأيت لوحة (الموناليزا) من قبل؟" {\an3\pos(300,268)} -وأنت تقول "أجل، كان لوالدتي ملصق ". |
Bu tıpkı "Mona Lisa'yı gördün mü?" diye sorulunca "Evet, annemde posteri vardı." demen gibi. | Open Subtitles | هذا أشبه بقولك "هل رأيت لوحة (الموناليزا) من قبل؟" -وأنت تقول "أجل، كان لوالدتي ملصق ". |
Bu tıpkı Dr. Frankenstein'ın kendi yarattığı canavarına arkasını dönmesi gibi bir şey. | Open Subtitles | (هذا أشبه بدكتور (فرانكشتاين يدير ظهرة للوحش الذي قام بعمله |
Facebook'a üye olmamak gibi bir şey bu. | Open Subtitles | هذا أشبه بأن لايكون لكِ حساب على الـ (فيس بوك) |
Yemek tarifi gibi bir şey bu. | Open Subtitles | هاه، هذا أشبه بوصفة لتحضير الغداء! |
Bir kızı dövmek gibi bir şey bu! | Open Subtitles | هذا أشبه بالقتال مع فتاة |
Ayakları yaklaşık 200 santigrat derecede dışarıdaki başları ise üç santigrat dereceye maruz kalıyor. bu adeta, elinizin kaynar suda ayağınızın buz gibi suda olmasına benziyor. | TED | أقدامها حوالي 200 درجة حرارة مئوية ورأسها أعلى من ثلاث درجات مئوية، هذا أشبه بوضع يدك في ماء مغلي وقدميك في ماء متجمد. |
Eski dini törenlere benziyor. | Open Subtitles | تمكن من معالجة الحصان بمجرد لمسه هذا أشبه بقصص البعث القديمة |
Kaybolduğunu sanmıştım. - Sanki bu bir mucize. | Open Subtitles | حسبتها ضاعت هذا أشبه بمعجزة |
- daha çok Waco* veya cennet kapısı gibi bir şey. | Open Subtitles | هذا أشبه بشيءٍ متعلّقٍ ! ببوابة السماء للجنّة أو شيءٍ ما |
Fil ile kaleyi karşılıklı feda etme açmazı gibi yani. | Open Subtitles | إذًا هذا أشبه بدفاع رُخّ وفيل على رقعة شطرنج. |