Çok iyi bir arkadaştır. Aslında bu kemeri bana o verdi. | Open Subtitles | انها صديقة جيدة جداً, في الحقيقة لقد صنعت لي هذا الحزام |
Biliyor musun, bu kemeri takma hatasına düştüm. | Open Subtitles | اتعرفى لقد ارتكبت غلطة كبيرة انا ارتدى هذا الحزام هنا |
bu kemeri çıkarır, üstüne şaplatırım. İstediğin bu mu? | Open Subtitles | سآخذ هذا الحزام وأصفعك به، أهذا ما تريده؟ |
Mohikan atalarımdan yadigar olan Bu kemer sözlerimin doğru olduğunun ispatıdır. | Open Subtitles | هذا الحزام الذي سجل ليوميات قوم أبي يؤكد على صدقي |
Babamın halkının günlerinden izler taşıyan Bu kemer sözlerimin doğruluğunun kanıtıdır. | Open Subtitles | هذا الحزام الذي سجل ليوميات قوم أبي يؤكد على صدقي |
Ve aç. Sen o kemeri kazandığından beri aç değilsin. | Open Subtitles | وهو جائع وأنت لم تكن جائعاً منذ أن ربحت هذا الحزام |
12 yaşından beri bu kemeri takıyorum. | Open Subtitles | حسنا, أنا ألبس هذا الحزام منذ أن كان عمري 12 سنة |
Buna iki yeni delik açmam gerekti, çünkü bu kemeri çok severim. | Open Subtitles | وهذا، عليّ أن أُحدث به ثقبين، لأنني أحب هذا الحزام بشدة. |
Klasik Trout yarışmasında bu kemeri kazanmış adamım. | Open Subtitles | حصلتُ على هذا الحزام من الفوز بسمك السلمون المُرقط الكلاسيكي. |
Biliyor musun, bu kemeri takma hatasına düştüm. | Open Subtitles | كما تعلمون، لقد ارتكبت خطأ كبيرا يرتدي هذا الحزام. |
dedi. Ve sonra kemerini çıkarttı, şimdi takıyor olduğum bu kemeri ve dedi ki, "Kainat, parçacıkların kütlesi olacak şekilde inşa ediliyor. | TED | وخلعت حزامها، هذا الحزام الذي أرتديه الآن، وقالت لي، "بُني عالمنا لكي يكون للجسيمات كتلة. |
Eğer beni gerçekten seviyorsan bu kemeri takarım, tepeyi çıkarız, çadıra gideriz ve bu işi hallederiz. | Open Subtitles | إذا كنت فعلاً تحبينى، سأضع هذا الحزام حالاً... وسنمشى لذلك التل ونذهب للخيمة الكبيرة ونقوم بذلك. |
Gözlük de. Bu kemer oldukça kullanışlı. | Open Subtitles | نظارات وقاية أيضاً، هذا الحزام مفيد حقاً. |
Bu kemer gerçek bir kamera. | Open Subtitles | هذا الحزام عبارة عن كاميرا فيديو حقيقية |
Bu kemer yüzünden çok kavga ettik. | Open Subtitles | هذا الحزام سبّب الكثير من الشجار بيننا |
Şimdi, Bu kemer senin mi değil mi? | Open Subtitles | هذا الحزام يخصك أم لا ؟ |
- Bu kemer de neyin nesi anne? | Open Subtitles | -ما حكاية هذا الحزام يا ماما؟ -إنه يساعد فى تخفيف ألآم الظهر ! |
Sanırım o kemeri geri almak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | تعلم, اعتقد انني سوف احصل على هذا الحزام مرة اخري |
o kemeri ona tanıdığı biri vermiş olmalı. | Open Subtitles | لا بد وأن أحد معارفه أعطاه هذا الحزام وهذا هو القاتل |
1900 dolarlık timsah derisinden kemerini veririm ama önce o oyuncağı geri vereceksin. | Open Subtitles | سأعيد لك هذا الحزام المصنوع من جلد التمساح الذي يساوي 1900 دولار عندما تعيد تلك اللعبة |
Oh, çok, çok mutlu... eğer şu kemer olmasaydı | Open Subtitles | السعادة الغامرة ... لو لم يتواجد هذا الحزام |
Şu kemeri çıkarayım da sonra hepsi o kadar olacak. | Open Subtitles | إنتظري حتى أخلع هذا الحزام وهذا سيكون كل شيء |