| Bu adamın 50 takipçisi de onun için ölmeye hazır. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه 50 من اتباعه مستعدون للموت من اجله |
| Yetkilerimizin oldukça dışındayız ve, hoşunuza gitsin veya gitmesin, Bu adamın hakları var. | Open Subtitles | العمليه خارج حدود سلطتنا وأحببنا هذا أم لا , هذا الرجل لديه حقوق |
| Bu adamın izinsiz mülke girmekten çok daha büyük dertleri var. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه مشاكل أكبر بكثير من التعدي على ممتلكات الغير |
| Bu adam kameradan anlıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه حس مرهف للكاميرا شاهده و هو يفسح المجال للكاميرا |
| Ben düşünme, Bu adam kesinlikle iyi şeyi istiyor hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر بانني فكرتُ حينها بأن هذا الرجل لديه مكتب متكامل من كل النواحي |
| Sakin olun. Sakin olun. Bu adamın yargılanma hakkı var. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه الحق في الحصول على محاكمة العادية. |
| Bu adamın dikkatleri üzerine çekmekte doğal bir yeteneği var. | Open Subtitles | اعنى ان هذا الرجل لديه الرغبة الطبيعية فى جذب الأنتباه اليه |
| Bu adamın ya kocaman ayak büyüklüğünde dişleri var ya da onların boyunlarına sivri demiryolu çubuklarını geçiriyor. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه أسنان بحجم القدم أو أنه يضع قضيب السكة الحديد في رقابهم |
| Bu adamın kalbi durmuş. Şok veriyorum! | Open Subtitles | هذا الرجل لديه سكتة قلبية أنا فى عجلة من أمرى |
| Bu adamın aranma emri var mı bir kontrol et. Daha önemlisi, evli olup olmadığına bak. | Open Subtitles | اكتشف اذا كان هذا الرجل لديه اي مذكرات توقيف |
| Eğer Bu adamın 3 yerde aynı anda bulunma kabiliyeti yoksa tabi. | Open Subtitles | يعيق فعليا في البحث من خلال الدعوة في مشاهد كثيرة جدا. ما لم يكن هذا الرجل لديه القدرة ليكون في 3 أماكن في وقت واحد. |
| Bu adamın bilgisayarında çocuk pornosu varsa ve biz yanlış bir şifre girersek bu, bütün harddiski silecek bir virüsü devreye sokabilir. | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل لديه فيديو إباحي للأطفال على حاسوبه وكتبنا كلمة المرور الخاطئة فربما يسبب فيروس يمسح كامل القرص الصلب |
| Söylediklerini anlıyorum, Bu adamın bir ailesi var ve benim de ona biraz borcum. | Open Subtitles | اعلم ما تقوله, هذا الرجل لديه عائله ولدي له بعض المال. |
| Bu adamın kalbi yanıyor Yanıyor | Open Subtitles | هذا الرجل لديه نار في قلبه يحترق من الداخل |
| Bu adamın göğüs kafesinde aşırı sigaraya bağIı belirtiler var. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه تندب في الصدر بسبب كثرة التدخين |
| Bu adam elinde kuruluş için gerekli masraf faturasını ...getirmiş ama çok küçük bir para tutuyormuş. | Open Subtitles | أقصد ، هذا الرجل لديه مشروع قانون.. والذي يُعادل تشريعيا ، تقبيل رضيع |
| Bu kayıtlara göre, Bu adam, Haugen, Washington Prime bankasında Columbia Fidelity de değil. | Open Subtitles | بناء على سجلاته هذا الرجل لديه حساب في بنك واشنطن برايم |
| Bu adam ulusal güvenliği tehdit edecek bilgiye sahip. Şimdi uyandırın onu. | Open Subtitles | إن هذا الرجل لديه معلوماتٍ حيوية للأمن القومي، أعده للوعي الاَن |
| Bu adam bir sut kolisine ve alışveriş sepeti yasa dışı yollardan sahiplenmiş. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه حيازة غير مشروعه لعربة تسوق و صندوق الحليب. |
| Bu adam bazı araçlarla oyulmuş, her şeyi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا كان هذا الرجل لديه تجويف في أسنانه، فأريد أن أعلم بشأنه. |
| Bu adam, hayatımda duyduğum en iyi yatırım fikirlerine sahip. | Open Subtitles | هذا الرجل لديه أفضل أفكار الإستثمار سمعتها في حياتي |