Gizemli bir şey, belki incir çekirdeği kadar önemsiz gözükse de Bu şey bilinen evrendeki en marifetli kodlama. | Open Subtitles | إنه شيء غامض ربما يكون شيئاً عادياً أن ننظر إليه لكن هذا الشيء هو أذكى شفرة في الكون المعلوم |
Bu şey, insanlarımın hayatta kalması için bir çözüm yolu ve o yanımda olmadan buradan ayrılacak değilim. | Open Subtitles | هذا الشيء هو المفتاح لبقاء قومى ولن أغادر بدونه |
Bu şey, insanlarımın hayatta kalması için bir çözüm yolu ve o yanımda olmadan buradan ayrılacak değilim. | Open Subtitles | هذا الشيء هو المفتاح لبقاء قومى ولن أغادر بدونه |
aşırı ihtiyacım olan dinlenmede, ve uyanıyorum, orada O şey yanımda. | Open Subtitles | بقية أنا في أمس الحاجة إليها، وبعد ذلك استفاق، هناك هذا الشيء هو بجانبي. |
Her halükarda bu şeyin hayvanların... garip davranışlarına sebep olduğunun... kanıtına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لا نزال نحتاج إلى دليل أن هذا الشيء هو المسبب للسلوك الشاذ للحيوانات |
Bütün bildiğim Bu şey ölü çocuklar hadi gelin. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو هذا الشيء هو ميت، والرجال، هيا. |
Bu şey aya roket gönderecek kadar güçlü. | Open Subtitles | هذا الشيء هو قوي بما فيه الكفاية لإرسال صاروخ إلى القمر. |
Bu şey tamamen saçmalık, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف ان هذا الشيء هو بالكامل هراء ، أليس كذلك ؟ |
Bu şey teknoloji harikasının da harikası resmen. | Open Subtitles | هذا الشيء هو مثل للدولة من على دولة من بين الفن. |
- Bu şey fitilini ateşlemenizi... - ...bekleyen bir barut fıçısı. | Open Subtitles | هذا الشيء هو برميل بارود في انتظارك لإشعال فتيل |
Bu şey çok korkunç, dostum. | Open Subtitles | لقد حصلت عليه هذا الشيء هو الشر يا رجل |
Bu arada, Bu şey bir zehir. | Open Subtitles | نخبكم, بالمناسبة هذا الشيء هو سم |
Ve bir kez daha Bu şey, yer çekimi. | Open Subtitles | ومجدداً، هذا الشيء هو الجاذبية. |
Bu şey, sırt çantanın içinde gemi mi uçuruyor? | Open Subtitles | هذا الشيء هو سفينة طائرة بحقيبة ظهرك؟ |
Bu şey her ne ise onda hiçbir semptom veya belirti göstermiyor. | Open Subtitles | أو علامات أيا كان هذا الشيء هو. |
Bu şey senin hizmetçin, değil mi? | Open Subtitles | هذا الشيء هو خادمك أليس كذلك ؟ |
O şey o inanmak istiyorum ne olursa olsun. | Open Subtitles | هذا الشيء هو ما كنت تريد أن تصدق أنه كذلك |
- O şey benim buradaki tek şansım. | Open Subtitles | - هذا الشيء هو فرصتي الوحيدة في هذا المكان. |
Oh, evet, O şey tam bir ölüm tuzağı. | Open Subtitles | اوه , اجل هذا الشيء هو فخ مميت |
Ve bu şeyin, sosyal Pan-Afrikanizm olduğunu düşüyorum. | TED | و أعتقد أن هذا الشيء هو الأمة الأفريقية الأجتماعية. |
- Orada açmaya çalıştım ama bu şeyin güvenlik duvarı ve şifreleri çok karmaşık. | Open Subtitles | لقد حاولت فتحه هنا لكن هذا الشيء هو حصن نوكس الافتراضي من الجدران الناريه وشفرات أمنيه |
Net olan, bu şeyin tek hücreli olduğu. | TED | ما هو واضح أن هذا الشيء هو خلية مفردة. |