Sanırım, Bu para babam için uçak bileti almama yeter. | Open Subtitles | هذا المال يجب أن يكون كافياً لديون والدي ولتذكرة الطائرة |
Bu para için ne kadar çalıştığımızı biliyor musun? . | Open Subtitles | أنت تعرف تماماً كم عَملنا بجد من أجل هذا المال. |
O para gelmezse ne kadar hayal kırıklığına uğrayacağımı düşün. | Open Subtitles | فكر فى خيبة أملى إن لم تحصل على هذا المال |
Callie ile sen tüm O parayı hiçbir şey yapmadan alıyorsunuz. Mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | كلاكما أنت وكالي تحصلان على كل هذا المال بينما لا تفعلان أي شيء |
Bu paranın küçük bir miktarı. ...bu projeyi ayakta tutmaya yeterli olacaktır. | Open Subtitles | كمية صغيرة من هذا المال تكون كافيه لإبقاء المشروع واقفا على قدميه |
Sadece kendime engel olamıyorum, Bu paraya da ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع التوقف. وأنا أحتاج هذا المال الآن. |
Biliyor musun? Bu hiç adil değil. Andy'nin o paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | أتعلمين أمراً إن هذا غير عادل , فآندي يحتاج هذا المال كثيراً |
Ama Bu para, hayatının yeni bölümüne başlamana yardım edebilir. | Open Subtitles | لكن هذا المال يمكنه مساعدتك للبدء بالمرحلة التالية من حياتك |
Yani Bu para benim için büyük bir değişim yapmıyor. | Open Subtitles | لذا فإن هذا المال لا يشكل فرقاً كبيراً بالنسبة لي |
Bak, sana yalvarıyorum Bu para, Danny'i almam için tek şansım. | Open Subtitles | والآن انا أتوسل إليك هذا المال هو السبيل الوحيد لاستعادة داني |
Bu para sizindir, Sofya Semyonovna, ve bu bahsi artık kapayalım lütfen. | Open Subtitles | بل هذا المال لك يا سونيا سيميونوفنا وكفى كلاما |
Bir başka deyişle, Bu para nasıl olur da kasada olabilir, eğer soygunu izleyen güne değin bankadan verilmediyse? | Open Subtitles | بعبارة أخرى كيف يكون هذا المال في الخزينة إن لم يتم تسليمه من المصرف قبل يوم السرقة ؟ |
Ve ayrıca, Bu para senin için devede kulaktır, Henry. | Open Subtitles | " وأيضاً هذا المال مجرد قطرة في جيبك " هنري |
Adalet diye bir şey varsa şu dünyada, O para senin kefen paran olacak. | Open Subtitles | لو كان هناك عدالة في العالم فسيذهب كل سنت من هذا المال إلى الحانوتية |
3 milyon dolar onun ne işine yarar? O para öylece duracak, benim o paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | بمَ ستنفعه الثلاثة ملايين دولار،سيوضعون هناك لبقية حياته وأنا أحتاج هذا المال |
Hayır. O para Samnang için. Çaldığın para. | Open Subtitles | كلا، هذا المال سيذهب إلى سام يانغ المال الذي سرقته منه |
O parayı asla alamazsınız, benim adıma açılmış bir hesapta. | Open Subtitles | لن تحصل على هذا المال مطلقأ إنه في حساب بإسمي. |
Callie ile sen tüm O parayı hiçbir şey yapmadan alıyorsunuz. Mutlu olmalısınız. | Open Subtitles | كلاكما أنت وكالي تحصلان على كل هذا المال بينما لا تفعلان أي شيء |
Bu paranın dünyada iyi bir şeyler yapmana yardımcı olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | وفكّرت أن هذا المال قد يساعدك لتسهم ببعض الخير إلى العالم. |
Bu paraya, savaşın dışında kalan bir ülke el koyuyor. | Open Subtitles | هذا المال صودر من قبل الحكومة، التي هي في سلام... |
- Dedektiflik ofisime yalan makinesi almak için o paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | نعرف ذلك فرانك حسناً انا أحتاج هذا المال لشراء آله لكشف الكذب |
O paranın 11 gün içinde Cook İlçesi Vergi Dairesine yatırılması gerek. | Open Subtitles | هذا المال يجب ان يكون في مكتب ضرائب المقاطعة خلال 11 يوماً |
Yüzbaşı Feeney, annemin hayatta sahip olduğu bütün para bu. | Open Subtitles | كابتن فيني، هذا المال هو كل ماتملكة أمي في العالم |
şu parayı al, gidip bize bir araba satın al. | Open Subtitles | اريدك أن تأخذ هذا المال و تشتري لنا سيارة |
Tüm bu paralar Darling'lere mi ait? | Open Subtitles | كل هذا المال يعود الى عائلة دارلينغ؟ |
Ama büyükannem bu parayla ne almak istersem alabilmem için kullanabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | لكن جدتي قالت بأنني أستطيع استخدام هذا المال لشراء أي شيءٍ أريده. |
Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda bu parayı nasıl geri vereceğimizi bulmak için birlikte çalışacağımız bir dönem olacağı için heyecanlıydık. | TED | بيل: حسنا، أعتقد أننا كنا متحمسين أن تكون هناك مرحلة من حياتنا حيث نعمل سوية وأن نعرف كبفية إعادة هذا المال. |