Modern insanların Bu saçmalığa kanacağına gerçekten inanıyorlar mı? | Open Subtitles | .. . هل يأخذ الناس العصريين حقا هذا الهراء بجدية؟ |
Sana ulaşamadık. Düşündük ki-- - Ne bu saçmalık , Ray? | Open Subtitles | يا رجل لا نستطيع ان نصل الي مكانتك ما هذا الهراء, راي؟ |
Erkekçe bir yardıma ihtiyacın olabileceğini düşündüm, Bu saçmalığı durdurmanı sağlayacak bir babaya. | Open Subtitles | اعتقدت أنك بحاجة إلى تأثير رجولي تحتاج أباً يجعلك تتوقّف عن هذا الهراء |
Bütün bu saçmalıkları arkamızda bırakabiliriz ve bu yakınlık için memnun olabiliriz. | Open Subtitles | دعونا . نترك كل هذا الهراء وراء ظهورنا . هل نتستطيع ؟ |
Umurumda olan tek şey, seni bir daha bu okulda Bu boku satarken görmemek. | Open Subtitles | كل ما أحفل به أني لا أريد رؤيتك تبيعين هذا الهراء في المدرسة مجددا |
Bak Bu bok belki memleketinde işe yarıyor olabilir, ama şuan New York'tasın | Open Subtitles | حسناً ، قد ينجح هذا الهراء فى موطنك ولكنك الآن فى مدينة نيويورك |
-Olmaz işte. Benden bu kadar. Bu saçmalıktan bıktım. | Open Subtitles | مستحيل تعني مستحيل أَنا خارج هذا الأمر من الأن أَنا ارهقت من هذا الهراء |
Aç şu kapıyı. Bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağım. | Open Subtitles | .افتحي ذلك الباب .لا أستطيع تحمّل هذا الهراء أكثر من ذلك |
Aynı zamanda Bu saçmalığa da dikkat etmeyecekler. | Open Subtitles | أنت على حق و لا أحد ينتبه الى هذا الهراء أيضا |
Bu saçmalığa katlanmak zorunda değilim, dostum. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن أتحمل هذا الهراء يا رجل |
Biliyor musun, bu saçmalık yerine asıl ihtiyacımız olan... | Open Subtitles | تعلم, ما الذي نحتاجه فعلا بدلا من هذا الهراء |
Bütün bu saçmalık bittiğinde Dorset'e gel ve bizi ziyaret et. | Open Subtitles | تعال وزرنا في دورسيت عندما ينتهي كل هذا الهراء |
Umarım bunca yolu bu saçmalık için gelmemişsinizdir. | Open Subtitles | أتمنى أنك لم تأتى كل هذه المسافه من أجل هذا الهراء |
Yönetimin neden her altı ayda bir, Bu saçmalığı istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | انا لا افهم لماذا الادارة تطلب هذا الهراء كل ستة اشهر |
Evinde oturup Bu saçmalığı kabul edenler asıl aptal olanlar. | Open Subtitles | الناس الذين يصدقون هذا الهراء في منازلهم، هم أناس حمقى |
Artık hepimiz eve dönüp birlikte yaşayabilir ve yalnız yaşamakla ilgili tüm Bu saçmalığı unutabiliriz. | Open Subtitles | ويمكننا الآن العودة لبيتنا والحياة سوياً ونسيان كل هذا الهراء بخصوص الحياة بمفردك |
Bu adam yalan yere yemin ettiğini itiraf etti. Jüri bu saçmalıkları dinlemek zorunda mı? | Open Subtitles | هذا الرجل اعترف بحنثه للقسم, يجب على المحلفين الاّ يستمعوا الى هذا الهراء ؟ |
Dostum dalga mı geçiyorsun? Bu boku herkes yapıyor. | Open Subtitles | لا لا يا رجل, كل شخص هنا يفعل هذا الهراء هل تمزح؟ |
Bu bok için yaşlı değilim. Bu bok için yaşlı değiliz. | Open Subtitles | انا لست كبير جداً على هذا الهراء نحن لسنا كبار جداً على هذا الهراء |
Bu saçmalıktan sıkılmaya başladım. Arkadaşlarınla oyun mu oynuyorsun? | Open Subtitles | لقد تعبت من هذا الهراء ,هل تلعب مع اصدقائك؟ |
Sen ve kardeşin olmasaydı, hayatım boyunca bu boktan yerde olmazdım, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم يكن انت وأخيك لم أكن في هذا الهراء مدى الحياة، حسنا؟ |
- Bu da ne demek oluyor? | Open Subtitles | ما هذا الهراء ؟ - ضع ملفاتك , لقد إغُلقت القضية |
Kes şu saçmalığı! Beni böyle üzmeye hiç hakkın yok senin. | Open Subtitles | اوقفي هذا الهراء ليس لديك حق في تخبئت هذا الموضوع عنيّ |
- Saçmalamayı bırak artık. | Open Subtitles | والآن توقفِ عن هذا الهراء توقف عن إخافتى |
Bob St. Clare hakkındaki bütün bu saçmalıklara daha fazla katlanamam! | Open Subtitles | . لا يمكننى تحمل المزيد من هذا الهراء عن سانت كلير |
44 yaşında siyah bir kadın birkaç gram uyuşturucuyla yakalanıyor ve Buna bilerek "Satmak niyetiyle taşımak." diyorlar. | Open Subtitles | أمرأة سوداء في الـ 44 قبض عليها ومعها أقل من أوقيتين يسمى هذا الهراء ، نية توزيع |
Hatırlarsanız, bu saçmalıklar bombalama eyleminden önce bu birimin üzerine yüklenmişti. | Open Subtitles | إذا تَتذكّرُ هذا الهراء ان هذه الادارة كانت مثقلة قبل التفجير |
Bu pisliği kes ve kimse ölmeden ortaya çık. | Open Subtitles | لذا أوقف هذا الهراء واخرج قبل أن يتم قتل أحد ما. |