Bu hiçbir şey, bazı zamanlar yemekte misafirim varmış gibi hissetmek için kredi kartı masraflarının tartışmalarını telefonun hoparlöründen yaparım. | Open Subtitles | هذا لا شيء ، بعض الأحيان كي أشعر أن معي أحد على العشاء أتنازع مع موزعي بطاقات الإتمان على مكبر صوت الهاتف |
Bu hiçbir şey, asıl bütün günü Druid'le geçirmeyi dene sen. | Open Subtitles | هذا لا شيء يُذكر، مقارنةً بيوم كامل مع الكاهن. |
Oh , Önemli değil , sadece eskiden yaptığım birşeyler. | Open Subtitles | أوه، هذا لا شيء. انه شيء فقط تعودت ان أعمله |
Önemli değil birinin pencereyi açmasını bekliyorduk. | Open Subtitles | حسنا هذا لا شيء كنا نتمنى من أحد فتحنافذة |
- Belki bunu konuşarak bir sonuca bağlayabiliriz. - Konuşacak bir şey yok. | Open Subtitles | ربما يجب ان نناقش هذا لا شيء بهذا الشأن لمناقشته |
Yok bir şey. | Open Subtitles | كلا .. هذا لا شيء. |
- Kalman önemli. Bu bir şey değil. | Open Subtitles | أجل، مستيقظاً أمراً بالغ للأهمية، هذا لا شيء |
20 megatonluk bir nükleer bombanın yapacakları yanında bu hiç kalır! | Open Subtitles | هذا لا شيء بالمقارنه مع ما تستطيع فعله قنبله نوويه بحجم 20 طن |
Bu hiçbir şey. Bana inanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هذا لا شيء أنت لا تصدقنى, أليس كذلك ؟ |
Bu hiçbir şey. Hiç İtalya'da çekim yaptın mı? | Open Subtitles | إن هذا لا شيء هل صورت أبدا في ايطاليا ؟ |
Bunu 8 yıldır yapıyorsun Bu hiçbir şey. | Open Subtitles | فعلت هذا لـ 8 سنوات، هذا لا شيء. |
Bu gece duyduklarımın yanında Bu hiçbir şey değil. | Open Subtitles | بعد ما سمعته الليلة, هذا لا شيء |
Bu hiçbir şey. | Open Subtitles | هذا لا شيء. أنا عرفت ذلك. |
Bu hiçbir şey. | Open Subtitles | .هذا لا شيء .هذا لا شيء |
Belki Önemli değil, belki önemli. | Open Subtitles | من هناك ربما هذا لا شيء أو ربما هناك شيء ما |
Bir şey yok, Attila. Önemli değil. Statik elektrik, o kadar. | Open Subtitles | لا بأس "أتيل"، هذا لا شيء فقط كهرباء ساكنة |
Hayatımı kurtardın. Önemli değil. Böyle acı çektiğini görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | هذا لا شيء, لا احب رؤية شيء كذلك |
Önemli değil. Topluma desteğimi elimden geldiğince sunuyorum. | Open Subtitles | هذا لا شيء أنا أعرض دعمي للمجتمع |
Yani sana evlenme teklif ettiğim ufak bir an vardı ama onun dışında bir şey yok. | Open Subtitles | اعني كان هناك شيء بسيط بخصوص انني اريدك ان تتزوجين بي . لكن عدا هذا لا شيء |
Yok bir şey. Yok bir şey. | Open Subtitles | هذا لا شيء هذا لا شيء. |
Bu bir şey değil. Web'de gizlice takip ediliyorum. | TED | هذا لا شيء. تتم مطاردتي عبر الإنترنت. |
Yalan söyledim, ama bu kilisenin bana ve anneme yaptıklarıyla karşılaştırınca bu hiç bir şey. | Open Subtitles | بالتأكيد، لقد كذبت، ولكن هذا لا شيء مقارنة لما فعلته هذه الكنيسة لي ولأمي. |