Bakabileceğimiz tek yer burası değil. | Open Subtitles | إن هذا ليس المكان الوحيد الذي يمكننا البحث فيه |
Chili, iğreneceğimiz yer burası değil, tamam mı? | Open Subtitles | هذا ليس المكان المناسب لنناقش هذا، حسنٌ؟ |
Oradaki haç işaretli yer aslında kutsal bir yer değil. | Open Subtitles | عندهم السيد المسيح على الصليب ولكن هذا ليس المكان المقدس. |
Bütçe denetimi yapmak için gidilen en normal yer değildir orası. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الطبيعي لتكون فيه حين تقوم باستعراض الميزانية إنها منطقة محظورة |
Limuzinin gittiğini düşündüğüm yer burası değildi. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذي ظننت أن سيارة الليموزين كانت متوجّهة إليه |
Burası ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | هذا ليس المكان أو الوقت المناسب. أنا اعترض, هذا هو الوقت المناسب. |
Aşırı tepki veriyorsun ve bunları konuşmanın yeri burası değil. | Open Subtitles | وعلى أي حال، هذا ليس المكان المناسب لمناقشة الأمر |
Oh, arabamı park ettiğim yer burası değilmiş! | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذى اوقفت فية سيارتى |
Takıldığı tek yer burası değil. Ona vermemi istersen... | Open Subtitles | هذا ليس المكان الوحيد الذي يتسكع فيه لو أردت يمكنني تسليمها له... |
Benim gitmem gereken yer burası değil. | Open Subtitles | هذا ليس المكان المفروض أن أكون فيه |
yer burası değil ama geleceğimizi biliyorlardı. | Open Subtitles | هذا ليس المكان لكنهم عرفوا اننا قادمون |
Kaldığınız yer burası değil. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذي ستمكثون فيه. |
Ayrıca, Bay Sedley'in bana söylediğine göre, ait olduğun yer burası değil. | Open Subtitles | إلى جانب ما أخبرني به السيد (سيدلي) هذا ليس المكان الذي تنتمي إليه. |
Annene bakarsan... yani annenle ben karar verdik ki burada... burası senin yetişeceğin bir yer değil. | Open Subtitles | انه لقد قررت انا وايها ان هذا ليس المكان المناسب لنموك |
Doğru. Adam gibi bir tatil lazım sana. Burası uygun bir yer değil. | Open Subtitles | تلك النقطة تحتاج عطلة حقيقية هذا ليس المكان لواحد لوحدة |
Bir dakika dur. Açmak için zamana ihtiyacımız var, burası uygun bir yer değil. | Open Subtitles | انتظر لحظة نحتاج وقتا لفتحه و هذا ليس المكان المناسب |
Belki burası bu tartışmayı yapmak için doğru yer değildir anne. | Open Subtitles | حسناً، ربما هذا ليس المكان المناسب لإجراء هذا النقاش، أماه |
Erkek kardeşim o kuvözün içinde üç gün boyunca yatarken belki de burası hiç de ona göre bir yer değildir diye düşündük. | Open Subtitles | وشقيقي الصغير بقي هناك في تلك العلبة لمدة ثلاثة أيّام ...قبل التقرير بـ ربّما هذا ليس المكان المناسب له بعد كلّ تلك المدّة |
Balayımı geçirmek istediğim yer burası değildi. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذي اردت ان اقضي به شهر العسل |
Bunu birlikte yapalım, Babam çok gurur duyacak." - Burası ne yeri ne de zamanı. | Open Subtitles | سنفعل ذلك معاً"؟"أبي سيكون فخورا للغاية"؟"- هذا ليس المكان ولا الوقت المناسبين- |
Onunla iletişim kurmak istiyorsunuz ancak yeri burası değil. | Open Subtitles | أنت تريد التّواصل معها لكن هذا ليس المكان المناسب |
Selam... Arabamı park ettiğim yer burası değilmiş. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذى اوقفت فيه سيارتى |