Siktir et, sen de siktir git... çünkü bunu seninle yapmayacağım, pislik herif! | Open Subtitles | اللعنة على هذا اللعنة عليك أيضاً لأني لن أفعل هذا معك مغفل لعين |
Bu... bunu seninle paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أريك شيئاً، أريد مشاركة هذا معك |
Seninle bu konuyu konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لست بصدد الحديث حول هذا معك. أمك أصابتك بالعمى. |
Jillian, seni seviyorum ama Seninle bunu yapamam. | Open Subtitles | جيليان ، أنا أحبك ولكني لن أفعل هذا معك |
Belki de Bunu yanında bırakmalıyım. | Open Subtitles | -ربما سأترك هذا معك -اجعلهم يمرون |
Özür dilerim. Şirket politikaları bunu sizinle konuşmamı engelliyor. Finans müdürünüz kayıp. | Open Subtitles | أنا آسفة، تمنعني سياسة الشركة من مناقشة هذا معك |
bunu size yaptığımı hayal edin, yüzünüzün 5 santim yakınına geldiğimi. | TED | تخيل لو فعلت هذا معك, واقتربت من وجهك بمسافة إنشين. |
Bunu...yanına al bugün onların evinde kalacaksın... bir tanesini salona diğerini de çantana koyacaksın... | Open Subtitles | هنا .. خذ هذا معك عندما تنتقل اليوم الي بيتهم ضع احدهما في غرفة المعيشة والاخر في جيبك |
bunu seninle konuşmaya vaktim olmadığı için özür dilerim | Open Subtitles | أنا آسف أنا لا أستطيع أن أنتظر مناقشة هذا معك |
Bana üç bilet aldırdı. bunu seninle paylaşmak istiyor. | Open Subtitles | أجبرني أن آخذ ثلاث تذاكر لأنه أراد ان يتشارك هذا معك |
bunu seninle tartışmak istemiyorum. Lütfen babamı verir misin? | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أناقش هذا معك هل يمكنك وضع والدي على الخط؟ |
Ama bu işte iyiyim ve bunu seninle paylaşmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن أنا جيد في هذا وأريد أن أشارك هذا معك أريد أن أعلمك ما تعلمته أنا ألمس حياة الناس مع ما أقوم به |
bunu seninle paylaşmanın uygun olmadığını düşündüm., Jack. | Open Subtitles | لم أحس انة من الملائم مشاركة هذا معك |
Dünden beri Seninle bu ceza alanında tıkılıp kaldım. | Open Subtitles | إنّي عالق في صندوق العقوبة هذا معك منذ الأمس |
Seninle bu bahse girmeyi beklemiyordum, Donny. | Open Subtitles | أنا لم أكن أتطلع في الدخول في هذا معك يا "داني" |
Seninle bunu paylaşabileceğimi bilmek beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | يجعلني سعيداً معرفة أن لدي هذا معك |
Seninle bunu bir daha tartışmayacağım. | Open Subtitles | ان لن اناقش هذا معك مرة أخرى |
- Bunu yanında Avrupa'ya mı getirdin? | Open Subtitles | -هل احضرت هذا معك إلى أوروبا ؟ |
Teknik olarak, bunu sizinle konuşmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | مِن الناحية الفنية، لان يحقُ لنا أن نناقش هذا معك |
Çin soğuk olur. Neden Bunu da yanına almıyorsun? | Open Subtitles | الصين يحصل الباردة، لذلك لماذا لا تأخذ هذا معك. |
- Bu sende işe yaramadı mı? | Open Subtitles | . لم يفلح هذا معك |
Tamam, harika. Bunu sana bırakacağım. | Open Subtitles | ـ حسناً,كل ما اريده هو ان اترك هذا معك لكي تقرأها جيداً ـ اوه ,مهلاً سأوقعها الأن |