"هذا مقرف" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Bu iğrenç
• İğrenç
• Çok iğrenç
• Bu berbat
• Bu çok iğrenç
• Bu çok kötü
• Mide bulandırıcı

Ve eğer kendi başıma bir şey yaparsam herkes bunun... görünüşüm ile alakalı olduğunu düşünücek Bu iğrenç.
لو قمت حقا بفعل شيء بنفسي جيدا, الكل يفترض أني قمت بذلك بسبب طريقتي في النظر. هذا مقرف.

Bu iğrenç birşey dostum, kör kızı gözetliyor.
يا رجل هذا مقرف أن تختلس النظر الى فتاة عمياء

Bu iğrenç, ve, bilirsiniz, iğrenç nedir iyi bilirim.
هذا مقرف ومثل ما تعرفون، انا اعرف المقرف

Seni, başka bir adamın sikine dokunurken düşünmek Çok iğrenç geliyor.
أعني ، فقط أن اتخيلك تلمس قضيب رجل اخر هذا مقرف

Kızın işi göze dikiş atmak yani. İğrenç bir şey.
تعلم، فهي تكسب رزقها من خياطة كرات العين، هذا مقرف.

Bu berbat bir şey. Yine de oynamayı seviyorum.
هذا مقرف ، مع أني أحب أن ألعب ، بالرغم من ذلك

Ona ben öyle değilim dedim. -Tori, bu Çok iğrenç bir şey.
لقد أخبرتها بإني لست من هذا النوع توري هذا مقرف جدا

Bu iğrenç.herneyse ... belki çok erken ama Bir gün bisiklete binmek falan istermisin?
هذا مقرف على كل حال ربما هذا أتى متعجلاً لكن هل تريدين أن تتغدي معي ؟

Hayır. Bu iğrenç. Bunu yapmam ve bana yaptıramazsın.
لا ، هذا مقرف لن أقوم بذلك ولن تحتّمي علي ذلك

Kimse sizi izlemiyor, sizi yargılamıyor. Bu iğrenç.
لا أحد يراكم , لا أحد يحكم عليكم هذا مقرف

Oh, Al, Bu iğrenç. Şunu yapmayı keser misin?
آل, هذا مقرف هلا توقفت عن رمي الأوساخ؟

Oh, Bu iğrenç.
هذا مقرف ما هذه القذارة بحقّ الجحيم؟

Bu iğrenç! Bunu her zaman yapıyor.
هذا مقرف أنة يفعل ذلك طوال الوقت

Yanıma hep bir şişe şarap alırım. Onu açar, oraya oturur, izler ve ağlarım. İğrenç.
أجلب قنينة نبيذ، أفتحها وأجلس هناك وأراقب وأنا أبكي، هذا مقرف

Bu Peter'ın, Daisy Duke'un stili gibi giyinmeye başladığı zamandan da iğrenç.
هذا مقرف أكثر من بيتر عندما قلد دايزي دوك

Bu çok Çok iğrenç, ve ben bunu yapmak istemiyorum.
هذا مقرف أيضًا وأنا لا أريد أن أفعل ذلك.

Bu berbat. Ben gerçek televizyonu izlemek istiyorum.
هذا مقرف أريد مشاهدة تلفاز حقيقي

Bunu yaptığıma inanamıyorum. Bu Çok iğrenç.
لايمكنني التصديق أنني سأفعل هذا هذا مقرف جداً

Bu çok kötü, çünkü tanıdığım tek avukat sensin.
هذا مقرف لأنك المحامي الوحيد الذي فابلته

Mide bulandırıcı. Duymak istemiyorum.
هذا مقرف ، لا أريد أن أسمع هذا