Doğru olan bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح. |
Doğru olan bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح. |
Doğru olan bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح. |
Bak, bana karşı ne hissediyorsan hisset... ama yapılacak doğru şey bu... | Open Subtitles | ... انظري, مهما كان شعورك نحوي هذا هو الشيء الصحيح فعله ... |
Artık birlikte yaşadığımıza göre, yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | بما أننا سنعيش مع بعض الآن هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي فعله |
Ama yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | ولكن هذا هو الشيء الصحيح الذي علينا فعله |
İkinci olarak, bu yapılan doğru bir şey. | TED | ثانياَ، هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
Tabi tabi, Doğru olan bu. | Open Subtitles | بالطبع ، هذا هو الشيء الصحيح |
Yapılması gereken doğru şey bu. | Open Subtitles | لأنه هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله |
Ama bir baba olarak söylüyorum ki yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | ولكن باعتباره الأب، أنا أقول لك، هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
Burada yapılacak en doğru şey bu. Geri öde çünkü bana borçlusun. Anladın mı? | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح الذي ستفعله هل فهمت هذا؟ |
Fakat şu an, yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | لكن هذا هو الشيء الصحيح الذي يجب أن أفعله الآن |
Burada yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الصحيح الذي تفعله هنا. |
Bunun doğru bir şey olduğunu biliyorsam ve sen bunu yapabilirsen, birazcık utanmaya katlanabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أحصل على قليل من الإحراج لو أنك تستطيع لو أني علمت أن هذا هو الشيء الصحيح |