| Ama bugün kendi adıma yaptırdım çünkü dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | ولكن اليوم, وضعت اسمي لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| Çünkü arkadaşın olmayacak ve kendinden feragat edeceksin çünkü herkes böyle yapar. | Open Subtitles | وستلجأ لحلول وسط لأن هذا هو ما يفعله الناس، يلجؤن لحلول وسط |
| Çünkü arkadaşlar böyle yapar. Birbirlerini affederler. | Open Subtitles | لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء ، يسامحون بعضهم البعض |
| Ve senin kalbini kırdığında, parçaları toplamak için burada olacağım çünkü gerçek bir arkadaş bunu yapar. | Open Subtitles | وعندما يفطر قلبك سأكون هنا لأجمع لك قطعه وأركبها معاً مرة أخري لأن هذا هو ما يفعله الصديق الحقيقي |
| Eş cinsel erkekler bunu yapar. | Open Subtitles | هذا هو ما يفعله الرجال الشاذون |
| İşte insanlara böyle yapıyor, Elise onları kullanıyor onlarla oynuyor... | Open Subtitles | هذا هو ما يفعله الناس ، إليز... الاستخدامات، تعالج... |
| Sanırım oyuncular böyle yapıyor. | Open Subtitles | أظن أنه هذا هو ما يفعله الممثلين. |
| Yahudiler düğünde böyle yapar. | Open Subtitles | و هذا هو ما يفعله اليهود في حفلات الزفاف |
| Bir insan böyle yapar. Özellikle de az önce yemin etmiş bir polis memuruysa. | Open Subtitles | هذا هو ما يفعله الشخص، خاصة ضابط القانون الذي أقسم اليمين. |
| Evet. Çünkü arkadaşlar böyle yapar. | Open Subtitles | نعم، نعم لأن هذا هو ما يفعله الأصدقاء |
| O böyle yapar. Hep böyle yapar. | Open Subtitles | ,هذا هو ما يفعله هذا كل ما يفعله |
| Cardinaslar böyle yapar herşeyi aşar. | Open Subtitles | هذا هو ما يفعله آلـ(كارديناز) دائماً الإنتقال إلى شئ آخر |
| Kahramanlar bunu yapar. | Open Subtitles | هذا هو ما يفعله الأبطال. |
| Çünkü her zaman böyle yapıyor. | Open Subtitles | لأن هذا هو ما يفعله |