Buraya kendi isteğinle geldiğini ve gitmeyeceğini söyle ona, anladın mı? | Open Subtitles | ثم تخبريه بأنك تأتى هناو أردتى هذا وأنت لم ترحلى، ترى؟ |
Polisler seni görüp görmediğimizi sormak için gelecekler ve ...biz o sırada yerleri fırçalıyor olacağız. o sırada siz yolda olacaksınız. | Open Subtitles | سيأتون ويسألوننا إن كنا رأيناك، وعلينا مسح كل هذا وأنت تقف في طريقنا |
Geleceği olmayan bir iş, aşksız bir yaşam, ve üstüne üslük hasta ve yaşlı anan. | Open Subtitles | عمل ذو طريق مسدود مع حياه بدون حب كل هذا وأنت ترعى أمك المريضه |
Güçsüzseniz bunu yapamazsınız. Ben de Bay Poirot, babamın kızıyım. | Open Subtitles | لا يمكنك أنت تفعل هذا وأنت ضعيف فأنا أبنة أبى |
Bu şekilde yapmayı hiç istememiştim. bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | لم أرغب مطلقاً في القيام بكل هذا وأنت تعلم ذلك |
Marquet'ya bunun peşinde olduğunu söyledim, ve sen onu öldürdün, değil mi? | Open Subtitles | لقد اخبرت ماركيوا أنك وراء هذا وأنت الذى قتلتة, اليس كذلك؟ |
Sadece bunu söylemem ve senin de duyman gerekiyor. | Open Subtitles | وأعتقدت انه على قول هذا. وأنت محتاج لسماعه. |
Bütün bunları bende biliyorum, ve biliyorsun ki senin tarafındayım. | Open Subtitles | أعرف يجب عليك أن تفعل هذا وأنت تعرف بأنني هنا بجانبك |
bunu yapması gereken tek kişi benim ve siz de bunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي ينبغي أن يفعل هذا .وأنت تعلم ذلك |
Sen telefonları halletsen, ve ben bira üretimi yapsam olur mu? | Open Subtitles | هل يمكنني عمل الجعة بدلاً من هذا وأنت تذهب لتجري المكالمات الهاتفية؟ لا |
Bunların sebebini bilmiyorum ve yönetilmeyi sevmediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعلم من أين أتي كل هذا وأنت تعلم انني لا أحب أن يتم التلاعب بي |
Buna karışma, ve sen, yolumdan çekil küçük adam... yoksa seni ikiye ayırırım. | Open Subtitles | ابق خارج هذا وأنت ابتعد عن طريقي، أيها الشاب وإلا سأقسمك لنصفين |
Bu işi seviyorum, bu işi iyi yapmak istiyorum, ve ben... kafamda sen varken bunu yapamam. | Open Subtitles | أود القيام بهذا العمل، وبأحسن صورة وأنا لا يُمكنني فعل هذا وأنت بخاطري |
Size her bir lokmanın ... geçmişe ve geleceğe bağlı olduğunu düşündürmek istiyorum; ... ... bu isimsiz çiftçilerin ... ... ilk yetiştirilen ilk buğday çeşitlerini ... ... bugünün çiftçileri ... ... yapıyor. ve siz, onların kim olduklarını bilmiyorsunuz. | TED | أريدك أن تفكّر أنّ كل قطعة تَصِلُكَ بالماضي وبالمستقبل ، بهؤلاء المزارعين المجهولين، الذين أنتجوا أوّل صنف من أصناف القمح، وبالمزارعين الحاليّين، الذين أنتجوا هذا. وأنت لا تعرف حتى من هم. |
Eğer senin aptalca gururun ve babanı yenme isteğin.. | Open Subtitles | لولاك أنت وكبريائك الغبى هذا وأنت تحاول التفوق على والدك... |
Bu lanet olası yığın içinde tek yanlış cevap var ve sen kollarınla sarmalamışsın. | Open Subtitles | هناك جواب واحد خاطئ فقط ...في كل هذا وأنت تحتضنه بنفسك ... |
Buna son vermenin başka bir yolu var ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | هناك طريقة أخرى لإيقاف ! كل هذا.. وأنت تعرفها |
Babitch ölmedi. bunu sen de biliyorsun, ben de. | Open Subtitles | بابتش ليس ميتاً وأنا اعلم هذا , وأنت تعلم هذا |
Çünkü bunu arabanın içinde rahatça yapabilirsin. | Open Subtitles | لأنك تستطيع أن تفعل هذا وأنت مرتاح في سيارتك |
bunu yapmak zorunda olduğumu da Şerif'in adamlarının bir aksilik var mı diye kontrole geldiklerini de biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف بأننى يجب أن أفعل هذا . وأنت تعرف أن رجال عمدة البلدة موجودين هناك لتأكد بأن ليس هناك مشاكل |