Şey, bilirsin, benim için biraz zor, çünkü ikinci bölümü hep unutuyorum. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يصعب على حيث أننى دائماً ما أنسى الجزء الثانى |
Ve burda biz çok mutluyuz çünkü bunu yapmak çok zor. | TED | وهنا كنا سعداء، لأن هذا يصعب القيام به. |
Çok ender. Olayı unutmaları çok zor. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف ، شيئا فشيئا هذا يصعب على هؤلاء الرجال |
İnanmanın zor olduğunu biliyorum, ama doğru olduğunu ispatlayabilirim. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يصعب تصديقه، ولكنها الحقيقة، يمكنني أن أثبت لك |
- ...işe yaramaz. - Evet, inanması güç, biliyorum. | Open Subtitles | لن ينجح نعم ، أعلم أن هذا يصعب تصديقه |
Ayrıca inanması güç ama artık dünyanın çatısı Himalayalar değil KwaZulu, Nepal'deki Drakensberg Dağları. | Open Subtitles | ورغم ان هذا يصعب تصديقه فإن جبال "الهيمالايا" لم تعد سقف العالم "بل جبال "دراكنسبرح" في "نيبال |
İnanması zor. Öyle biri gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أظن ان هذا يصعب تصديقه أنتِ لستِ من هذا النوع |
-Anlatması zor ama bunu başkasının yaptığından eminim. | Open Subtitles | حسناً هذا يصعب شرحه ولكني متأكدة تقريباً بأن شخصاً آخر فعلها |
Bak, buna inanmanın ne kadar zor olduğunu biliyorum, ama benim bir yeteneğim var. | Open Subtitles | اسمعي. أعلم لأن هذا يصعب تصديقه لكنّي أملك موهبة |
Biliyorum, inanması zor Majesteleri. | Open Subtitles | اعلم ان هذا يصعب تصديقهُ اليسَ كذلك ، سيدي؟ |
Hayır, bak, ben... Biliyorum ki buna inanmak çok zor ama aynı bilimkurgu serileri gibi. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يصعب تصديقه لكن مثل تلك السلسلة العلمية |
İnanması zor biliyorum ama yatakta harikaymışım meğer. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يصعب تصديقه ولكن على ما يبدو أنا رائع في الجنس |
Hayır, bak, ben... Biliyorum ki buna inanmak çok zor ama aynı bilimkurgu serileri gibi. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يصعب تصديقه لكن مثل تلك السلسلة العلمية |
O kişinin kurbanlardan birisi ile bağlantısı olup olmadığını söylemek çok zor. | Open Subtitles | على أي حال إذا كان هذا الشخص على صلة بأحد الضحايا أو لا هذا يصعب الجزم به |
İnanması zor biliyorum ama sana olanları kabullenmeye başlamalısın. | Open Subtitles | أعلم أن هذا يصعب تصديقه ولكن عليك البدأ بقبول ما يحدث لك |
Kendi kendimi ameliyat ediyordum. Unutması biraz zor. | Open Subtitles | كنت أجري جراحة لنفسي، هذا يصعب نسيانه نوعيًا. |
Neden bunu anlaması bu kadar zor ve kulak ardı etmesi bu kadar kolay? | TED | لماذا هذا يصعب فهمه ويسهُل تجاهله؟ |
Şu anda bunu bulmak ikimiz için de zor, çünkü onu seviyoruz. | Open Subtitles | هذا يصعب علينا رؤيته ... لأننا كلانا نحبها |
Bunu başarmak çok güç, tatlım. Üzgünüm. | Open Subtitles | هذا يصعب تحملّه ،إننى آسفة |
- İnanması güç biliyorum. | Open Subtitles | اعرف أن هذا يصعب تصديقه |