Kardeşler arası bir şey, Kay. Benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذه أمور بين أخوين يا كاي و ليس لي دخل بها |
Ama sadece yüzeysel, fiziksel bir şey. | Open Subtitles | ولكن هذه أمور سطحية والأشياء المادية |
-Evet. Bu benim hiç alışık olmadığım bir şey. | Open Subtitles | هذه أمور غير اعتياديّة بالنّسبة إليَّ. |
çok tehlikeli bir adamı avlamaya çıkıyoruz. Ölüm kalım meselesi bu. | Open Subtitles | نحن في مطاردة رجل خطير جداً، هذه أمور حياة أو موت |
Kararınızı vermeden önce söylemeliyim ki çok dikkatsizce ve aptalca hareket ettik bunun farkındayım. | Open Subtitles | بالطبع نحن آسفون جداً لهذا ولكن كان يجب أن تعرف أن هذه أمور مؤقتة لقلة حكم من ناحيتي |
Bu günlerde, Bunlar bizim için sıradan işler, neden biraz uyumuyorsunuz? | Open Subtitles | هذه أمور روتينية لنا بهذه الأيام، لمَ لا تذهب وتنام قليلاً؟ |
Bunlar konuşması zor şeyler, biliyorum ama konuşmak zorundayız, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم أن هذه أمور يصعب مناقشتها لكن علينا التحدث بشأنها، اتفقنا؟ |
Eğer Roma'da olsaydık, açıklaman değerli olmazdı, sıradan bir şey olurdu. | Open Subtitles | لو كنت في "روما" هذه أمور معتاده |
Bu kesinlikle kişisel bir şey olmadı. | Open Subtitles | هذه أمور غير شخصية بتاتا. |
Avukat-müvekkil gizliliği denen bir şey var. | Open Subtitles | هذه أمور شخصية بأحد الأشخاص |
Algılayabilmesi çok zor bir şey. | Open Subtitles | هذه أمور كثيرة. |
Bu ciddi bir şey. | Open Subtitles | هذه أمور جدية تماماً. |
Bunun önemli bir şey olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لكن هل تظن أن هذه أمور هامة؟ |
Evet, bu kişisel bir şey, Donny. | Open Subtitles | هذه أمور شخصيه "يا "دوني |
Evet, bunların hepsi program için çok iyi şeyler ama ben şu anda senin için endişeleniyorum. | Open Subtitles | ،أجل، حسناً، هذه أمور رائعة من أجل البرنامج لكنني قلقة عليكِ الآن |
Törendeyiz baba, ve bu çok özel, çünkü törene kimsenin girmesine izin vermez. | Open Subtitles | نحنفيمكتبأبي , في الحقيقة هذه أمور خاصة لأنه لا يسمح لأي أحد دخول مكتبه |
Babamın ofisindeyiz, aslında burası çok özel çünkü ofisine kimsenin girmesine izin vermez. | Open Subtitles | نحنفيمكتبأبي , في الحقيقة هذه أمور خاصة لأنه لا يسمح لأي أحد دخول مكتبه |
Bunlar birinci odanın işleri, Sidney. Ve bana bir daha Clay dersen, gününü görürsün. | Open Subtitles | هذه أمور الغرفة الأولى و نادني كلي مرة ثانية و سترى ما يحدث |
Valiyle bağlantı... Bunlar gerçekten çok iyi. | Open Subtitles | وأبحرتم ، للحصول على كأس الحاكم هذه أمور عظيمة |
Bunlar çok korkutucu şeyler, hayatım. | Open Subtitles | هذه أمور تقشعر البدن لا عجب في إصابتك بالأرق |