Tavuktan yeni çıkmış bir yumurtada, bu proteinler sarmal top dizeleri şeklinde gözükür. | TED | في بيضة طازجة من الدجاجة تبدوا هذه البروتينات كسلسلة ملتفة من الكرات . |
Proteinler karmaşık asimetrik şekillere sahiptir ve bu proteinler hücrelerin hangi yöne hareket edeceğini ve embriyonik silianın hangi yöne döneceğini kontrol eder. | TED | البروتينات لها أشكال معقدة غير متناظرة، حيث تتحكم هذه البروتينات باتجاه هجرة الخلايا واتجاه دوران الأهداب الجنينية. |
bu proteinler eksi yukle yuklenmis. | TED | هذه البروتينات مشحونة بشدة سلبيا. |
bu proteinlerin içinde antikorlar da vardır. Bunlar, yabancı cismi etkisiz hale getirmeye çalışırlar. Aynı zamanda diğer bağışıklık hücrelerine davet sinyalleri gönderirler. Artık saldırı gücü kuvvetlenecektir. | TED | تتضمّن هذه البروتينات أجسامًا مضادة، والتي تحاول إبطال مفعول هذا الجسم الجديد وترسل إشارةً تستدعي فيها خلايا مناعيّة أخرى إلى الموقع لتعزيز الهجوم. |
Gözümün döneceğini sandım ve bütün o proteinleri bir uçuş makinesi yaparak meşgul etmeye çalıştım. | Open Subtitles | اعتقدت أنني سأصبح أعمى، لذا حاولت أن أجعل كل هذه البروتينات مشغولة بصنعي لآلات الطيران |
bu proteinler, alyuvarın çembersel yapısının içinde bağımsız hareket eder ve alyuvarların en küçük damarda bile rahat hareket etmeleri için esnek kalmalarını sağlar. | TED | تحوم هذه البروتينات بحرّيّة داخل كريّات الدمّ الحمراء ذات شكل أقراص مقعّرة السطحين الليّنة، لإبقاء الخليّة مرنة بما يكفي لتتّسع حتّى في أضيق الأوعية الدمويّة. |
Yaptıklarından biri, mucizevi becerilerinden biri çok sayıda floresan proteinleri ve floresan molekülleri üretmeleri. | TED | أحد الأشياء التى تقوم بها، أحد أفعالها المعجزة، أنها تتنتج الكثير من هذه البروتينات المتوهجة ضوئياً، جزيئات متوهجة ضوئياً. |
Bu sentetik genleri edindiğimiz an, onları bakterilerin içine koyarak bu yeni proteinleri yapmaları için programlıyoruz. | TED | بمجرد أن نملك تلك الجينات الاصطناعية نضعها في بكتريا من أجل برمجتها، وتصنيع هذه البروتينات ذات "العلامة التجارية الجديدة." |