Ben de seninle birlikteyim ve bu kartı yazmak beni mutlu ediyor. Pepa. | Open Subtitles | وأنا أيضاً معك، وأنت لا تدرى حجم سعادتى وانا أراك تكتب هذه البطاقة. |
Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أعلم تماما كيف يسير هذا الأمرلقد أرسل لى أخى هذه البطاقة |
Ve yukarı çıktıktan bir kaç saat sonra bu kartı yollayan adamdan hayat dolu bir mail aldım. | TED | ولم يتم رفعها سوى قبل سويعات قبل أن أستقبل هذا البريد الإلكتروني الهائل من الشخص الذي أرسل هذه البطاقة البريدية. |
Ama işler iyice kötüleşirse Bu kart ile beni arayabilirsin. | Open Subtitles | ولكن إن ساءت الأمور، استعمل هذه البطاقة للاتصال بي، اتفقنا؟ |
Tuhaf, çünkü Bu kart gösteriyor ki ne kaybettiysen onu bulacaksın. | Open Subtitles | غريب ، لأن هذه البطاقة تُشير إلى انكِ ستجدين ما فقدتيه |
bu kartta benim ismim ve telefon numaram var. | Open Subtitles | على هذه البطاقة ستجدون إسمي الكامل ورقم هاتفي |
Sadece Bu kartın altını imzalayın, lütfen. | Open Subtitles | وقعي هذه البطاقة علي السطر السفلي, من فضلك. |
Hayır. Dünyadaki hiç bir şey için bu kartı feda edemem. | Open Subtitles | لا, لن أتخلّى عن هذه البطاقة مقابل أي شيء بالعالم |
Tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum, kardeşim hediye olarak bu kartı yollamış. | Open Subtitles | لا أدري تماماً كيف تجري الأمور هنا، أهداني أخي هذه البطاقة |
bu kartı hiç görmemiş, ayrıca ne general ne de general için tahsis edilen ajanlar dışında birinin birinin bu odaya girdiğini ya da çıktığını görmemiş. | Open Subtitles | لم ير هذه البطاقة أبداً, ولم ير أحداً يدخل أو يخرج من الغرفة. غير الجنرال والعملاء المرافقين له. |
bu kartı doldur. İmza buraya, tarih buraya, 25 Ekim... | Open Subtitles | عبّئ هذه البطاقة ، ووقّعي هنا واكتبي التاريخ هنا ، الـ 25 من أكتوبر |
Al, bu kartı kullan. Bol şans ufaklık. | Open Subtitles | إستخدمي هذه البطاقة حظاً موفقاً, ياصغيرتي |
Emin değilim ama daha önce bu kartı gördüğüme eminim. | Open Subtitles | لست متأكدة لكنني رأيت هذه البطاقة من قبل |
Dış floşumu mahvetti Bu kart. Rakibim hile yapıyordu bence. | Open Subtitles | هذه البطاقة أفسدت عليّ حصيلة سحب خارجيّ، أظن خصمي غشّني. |
Bu kart ne işe yarar nasıl çalışır anladığınız anda oradan çıkın. | Open Subtitles | عندما نكتشف ما تقوم به هذه البطاقة وكيف تعمل سنخرج من هنا |
bu senin kimlik kartın buna iyi sahip çık seninle mannu arasındaki tek fark Bu kart eğer seni polis birdaha yakalarsa onlara bunu göster bu sende olduğu sürece güvendesin | Open Subtitles | هذه بطاقة هويتك يابني احتفظ بها في مكان أمين الاختلاف بينك وبين مانو هو هذه البطاقة |
Bu kart benim için düzenlendi polis senin ben olmadığını hemen anlar çünkü kattta benim parmak iizim var aramızdaki tek fark parmak izimiz | Open Subtitles | مانو دادا لن يمكنك العيش طويلاً ببطاقتي يوماً ما سيكتشف البوليس حقيقتك لأن هذه البطاقة تحمل بصمات أصابعي |
bu kartta ne kadar limitim olduğunu hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أذكر كم مازال لدي من رصيد متاح على هذه البطاقة |
Üzgünüm, efendim. Bu kartın tarihi geçmiş. | Open Subtitles | أنا اسف ياسيدي هذه البطاقة تم استعمالها ولا تكفي النقود التي بها |
Sanırım herşey Bu karta bağlı Oh, bekle. Hayır, hayır Ben kazandım | Open Subtitles | أعتقد أن كل شيء يعتمد على هذه البطاقة أوه، انتظر، لا، لا |
Lanet olası notlar. O kartı bana verme. | Open Subtitles | يجب أن أتخلص من هذه البطاقة لا تعطني البطاقة |
Çalışanlara bu karttan çıkartmamanız gerekirdi. | Open Subtitles | ما كان عليكم أن تصدروا هذه البطاقة للعاملين |
Bu kartla korunan yerlere giremezsiniz ama logosu seks yapmanızı sağlar. | Open Subtitles | أنا سأخبرك، هذه البطاقة لن تجعلك داخل الوظيفة الجيدة لكن ذلك الشعار الصغير يجعلك بالتأكيد وضعت |
Tıpkı, binicilik kampından gönderdiğin bu kartpostal gibi. | Open Subtitles | كتلك المرة، على سبيل المثال، عندما كتبت لي هذه البطاقة من مخيم ركوب الخيل. |